Celaleddin-i Hindi, halis Allah adamı.
Onu gören kimsenin, giderdi hüznü, gamı.
O bir gün buyurdu ki: (Rabbimiz, bir kuluna,
Acır, onu severse, iki şey verir ona.
Önce ona tanıtır, sevdiği bir kulunu.
Onun vasıtasıyle, kendine çeker onu.
İkinci olarak da ona, iyi, münasip,
Yani hayırlı bir iş, bir meslek eder nasip.
Sahabe, tanıyınca vakta ki o Serveri,
Nasıl çok yükseldiyse şanları, şerefleri,
Onun vârislerini tanıyan kimseler de,
Öyle çok yükselirler, ulvi derecelerde.
Çünkü Resulullahın vârisini tanımak,
Onu tanımak gibi, kıymetlidir muhakkak.
İslam âlimleridir Resulün vârisleri.
Zira dini yaymaktır, ortak vazifeleri.
Eshabı arasında ne ise bir Peygamber,
Talebe arasında, öyledir bu âlimler.
Aynı hürmet, itaat, aynı saygı ve edep,
Bu büyüklere dahi göstermek gerekir hep.
Çünkü Resulullahın kalbinden çıkan nurlar,
Onların kalblerinden, cihana yayılırlar.
Vâris şu kimsedir ki, murisi her kim ise,
Onda olan her şeyden, almıştır o da hisse.)
Bir gün de sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!
Ölümü, yâdınızdan çıkarmayınız zinhar.
İnsanlar uykudadır, uyanırlar ölünce.
Hesaba çekilirler, her şeyden ince ince.
Aşikâre olunca o gün her günahımız,
Ne kadar mahcub olur, ne de çok utanırız.
Beş vakit namazımda, hep dua ediyorum:
(Ya Rabbi, bizi o gün mahcub etme!) diyorum.
Siz öyle yaşayın ki, İslam’a tam uyarak,
Cehenneme girmesin, kimse size bakarak.
Hayra vesile olun, olmayın şerre alet.
Zira bu, insan için çok büyük bir felaket.
Onların kazandığı o günahlar hep zira,
Size dahi yazılır, oldukça o şer icra.
Eğer hayra vesile olursak, çok iyidir.
Yazılır bize dahi, o işten sevap, ecir.
Ve (Beni seviyor mu acaba cenâb-ı Hak?)
Diye merak edersen, yaptığın işlere bak.
Eğer hayırlı ise, bil seni sevdiğini.
Değilse, sevmiyordur, düzelt hemen halini.
Dinden bir meseleyi, bir kimseye öğretmek,
Yüz ömre sevabından, daha kıymetlidir pek.
Sonra hatırlayın ki, sık sık ölümünüzü,
Ölümü çok düşünmek, uzatır ömrünüzü.
Hatta mevti düşünmek, kalbleri ferahlatır.
Dünyayı düşünmekse, ömrü daha kısaltır.)
|