İbrahim bin Usayfir, çok korkardı Allah'tan.
Şiddetle kaçınırdı her günah ve haramdan.
Büyük evliyadandı bu zat kendi devrinde.
Çok keramet gösterdi çocukluk döneminde.
Allah korkusu ile, hiç günah işlemezdi.
Vahşi hayvanlar bile, ona zarar vermezdi.
Musa adlı bir dostu, bir gün çıktı sefere.
Döndüğünde, gülsuyu gönderdi bu veliye.
İbrahim bin Usayfir, alıp bu hediyeyi,
Onun çocuklarına, gönderdi şu haberi.
(O gelen gül suyunu, çok iyi saklayınız.
Gün gelir lazım olur, fazla kullanmayınız.)
Bir gün sonra, Musa'nın, geldi ölüm haberi.
O suyu, kefenine serptiler vârisleri.
Halk içinde, pek fazla sevilmesine rağmen,
Biri vardı o yerde, ona eziyet eden.
Bir gün, o adam için, (Eden bulur) buyurdu.
O esnada o kişi, bir yolda yürüyordu.
Birdenbire düştü ve kalkamadı o yerden.
Vücudu siyahlaştı ve öldü çok geçmeden.
Bir gün de, akşam vakti, rastladı sakalara.
Buyurdu: (O suları, boşaltın şuralara.)
Suları, medresenin etrafında bulunan,
Kazılmış hendeklere döktürdü tulumlardan.
Çok kimseler, bu hale, bir mana veremedi.
Gece yangın çıkınca, anlaşıldı hikmeti.
Su dökülen yerleri, ateş geçemeyince,
O medrese, yanmaktan kurtulmuştu böylece.
Denizde kayığa ve vapura hiç binmezdi.
Zira o, hiç onlara ihtiyaç hissetmezdi.
Biri de süt getirip, ikram etti bir ara.
İçmeyip, o kâseyi çaldı karşı duvara.
Kap kırılıp, içinden çıktı büyük bir yılan.
Buyurdu: (Hak teâlâ, korudu bizi bundan.)
Vali, niyet etseydi çıkmak için sefere,
Gelir, ona danışır, giderdi ona göre.
Güler yüz, tatlı dili, prensip edinmişti.
Ömrünü, ibadet ve hizmetle geçirmişti.
Bu zat, bir sohbetinde buyurdu: (Ey cemaat!
Bugün, sevmek hakkında edeceğim nasihat.
Sevmek demek, itaat etmektir sevdiğine.
Yani (Peki) demektir, onun her bir emrine.
Allahü teâlâyı severse eğer bir zat,
Onun emirlerine, eder mutlak itaat.
Farzları eda edip, kaçınır her günahtan.
Bir haram karşısında, hayâ eder Allah'tan.
Yine Resulullahı, severse biri eğer,
Onun emirlerine, mutlak itaat eder.
Yani her sünnetine, sarılır seve seve.
Utanır, hayâ eder, bir mekruh işlemeye.
Biri de hocasına ederse çok muhabbet,
Onun her bir sözüne, muti olur o elbet.)
|