Midyen ibni Ahmed ki, doğdu Mısır ilinde.
(Eşmuni) lakabıyla, tanındı halk içinde.
Tasavvufta, o kadar yükseldi ki bu veli,
İlminden istifade edenler çoktu hayli.
Dergahının yanında, bir dere akıyordu.
O, bir gün bu derede, abdest tazeliyordu.
Henüz bitmemişti ki abdesti, durdu bir an.
Nalininin tekini, çıkarıp ayağından,
Hiddet ve şiddet ile fırlattı ileriye.
Şaşırdı talebeler, (acaba n'oldu?) diye
Bu hadiseden sonra, bir yıl geçti aradan.
Geldi bir talebesi, çok uzak bir diyardan.
Elinde bir tek nalin, dedi ki: (Ey efendim!
Ben, filan memlekette ikamet etmekteyim.
Takriben bir yıl önce, oldu ki bir hadise,
Geldim ki arz edeyim, onu hazretinize.
Kızım, bir gün, çok ıssız bir mahalden gelirken,
Terbiyesiz biriyle, karşılaşmış aniden.
Uygunsuz laflar edip, dokunmak isteyince,
Sizi vesile edip, dua etmiş şöylece:
(Ya ilahi, babamın üstadı kimse eğer,
Şu anda o veliyi, bana imdada gönder!)
Kızım, bu duasını henüz bitirmemişken,
Ve henüz onun eli, kızıma değmemişken,
Havadan hızla gelen bir nalin, birden bire,
Suratına çarparak, devirmiş onu yere.
Kızım onu görünce, kurtulup, çok sevinmiş.
O nalini alarak, acele eve gelmiş.
Bahsettiğim o nalin, işte budur) dedi ve,
Bıraktı o nalini, üstadının önüne.
Eşmuni hazretleri, buyurdu ki o zata:
(Kızın teslimiyeti, demek tammış üstada.
Erişirse birine, bir bela ve musibet,
O dahi, beklemezse kimseden yardım, medet,
Rabbine sığınarak, sırf Ona güvenerek,
Ona dua ederse, tam tevekkül ederek,
O zaman Hak teâlâ, kâfi gelir kuluna.
Öyle imdad eder ki, o dahi şaşar buna.)
Bir gün de, sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!
Günah işlemeyin ki, mahşerde azabı var.
Zira Peygamberimiz buyurdu ki: (Ateşe,
Dayanabileceğin miktarda günah işle.)
Evvela kendimize merhamet eyleyelim.
Ateşten, kendimizi önce halas edelim.
Sonra, evladımızı koruyalım ateşten.
Yani sakındıralım, onları günah işten.
Evladına, dinini öğretmeyen bir baba,
Onun, dünya ahiret katilidir mutlaka.
Bir anne ki, namaza kaldırmıyor oğlunu,
Eliyle Cehenneme atmakla birdir onu.)
|