Beka ibni Batu ki, büyük bir evliyadır.
Hal ehli kimse olup, kerametleri vardır.
O devirde üç âlim, bir gün akşam üzeri,
Ziyarete geldiler evinde bu veliyi.
Bir miktar sohbet edip, geçince birkaç saat,
Yatsı namazı için, yaptılar bir cemaat.
Namazda bu veli zat, onlara imam oldu.
Yatsı olduğu için, yüksek sesle okudu.
Lakin kıraatini dinleyip o âlimler,
Beğenmeyip, (tecvide uygun değil) dediler.
Su-i zanda bulunup, düşündüler ki: Bu zat,
Henüz tecvide göre bilemiyor kıraat.
Gece orada kalıp, yattılar o üç âlim.
Sabahleyin üçü de, ihtilam oldu lakin.
Ve gusl etmek üzere, çıktılar dışarıya.
Yakındaki nehirde, girdiler hepsi suya.
Onlar nehirde iken, çıktı koca bir aslan.
Gelip, elbiselerin üstüne yattı o an.
Onlar, görüp şaşırdı ne yapacaklarını.
O anda anladılar dünkü hatalarını.
Hava da, çok şiddetli soğuk idi o günde.
Göründü o veli zat birden kapı önünde.
Aslan onu görünce, koşup gitti yanına.
Ve sürmeye başladı yüzünü ayağına.
Onlar bunu seyredip, düştüler bir hayrete.
Eski su-i zanları, dönüştü muhabbete.
Onun büyüklüğüne inandılar o günden.
Ve talebe oldular, ona can-ü gönülden.
Kendi kendilerine dediler: Ne yapmışız?
Bir Allah adamında, kabahat aramışız.
Hiç kusur aranır mı o büyüklerde, heyhat!
Bizim bu yaptığımız, ne büyük bir kabahat.
Hakkın bir velisine, bilmeden bir su-i zan,
Edince, nasıl geldi üstümüze o hayvan.
Ya bilerek olursa onlara muhalefet,
Elbet gelir onlara, daha büyük bir afet.
Buyurdu: (Ey insanlar, biliniz ki muhakkak,
Sizi, ahiret için yarattı cenâb-ı Hak.
Böyle iken bir mümin, bırakıp ahireti,
Dünyaya sarılırsa, ne olur akıbeti?
Ey bu alçak dünyanın peşi sıra koşanlar!
Siz ona koşsanız da, o, sizden geri kaçar.
Dünya çok vefasızdır, bir üzüntü, bir sevinç.
Böyle bir yalancıya, insan aldanır mı hiç?
Bak, ömrün azalıyor, ölüme gidiyorsun.
Bir hazırlık yapmayı, niçin düşünmüyorsun?
Şuna çok şaşarım ki,vardır bazı kişiler.
Ahiretin, ebedi olduğunu bilirler.
Lakin yaşayışları, uymaz inançlarına.
Koşarlar bir hırs ile dünya kazançlarına.
Hem de kötü bilmezler onlar bu fena hali.
Yaşarlar gaflet ile, uyur gezer misali.) |