Ana Sayfa >  Evliya Nasihatleri > Bir kalbde hastalık varsa eğer > Peksimet, tuz, limon
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Peksimet, tuz, limon

Ebül Abbas, kutbu ve gavsı idi zamanın.
Hem de üstadı idi, bir kısım evliyanın.

Mekke’ye yaya gidip, ederken haccı eda,
Başka bir veli ile karşılaştı orada.

O gün, Ebül Abbas’a sordu ki öbür veli:
Ziyaret ettiniz mi daha önce Kâbe’yi?

Buyurdu: (Öyle kullar yaratmıştır ki Allah,
Onların etrafını, tavaf eder Beytullah.)

O böyle buyurunca, baktı ki o veli zat,
Kâbe, etraflarında dönüyor tam o saat.

Ehemmiyet vermezdi dünyaya bu evliya.
Peksimet, tuz ve limon yer idi ekseriya.

Talebesine dahi, böyle emir verirdi.
Onlara da, sadece bunlardan yedirirdi.

Başka bir evliya da vardı ki o yakında,
Bu babtaki âdeti, başkaydı o zatın da.

O, tatlı ve lezzetli yiyecekler yiyordu.
Talebesine dahi, böyle yediriyordu.

Ebül Abbas Basir’in dergahında bulunan,
Talebeden bazısı, haberdar oldu bundan.

Dediler: (Yediğimiz, peksimet, limon ve tuz.
Bu üçünden başkaca, yemek yiyemiyoruz.

Halbuki o dergahta okuyan talebeler,
Yiyorlar her gün onlar, tatlı, yağlı yemekler.

Biz buradan ayrılıp, o dergaha gidelim.
Biz dahi, onlar gibi güzel yemek yiyelim.)

Bunlar on kişi olup, böyle karar aldılar.
Ve kalkıp, bu niyetle o dergaha vardılar.

Ve lakin o dergahta bulunan evliya zat,
Niyetlerini bilip, etmedi hiç iltifat.

Talebeden birine, verdi ki şöyle emir:
(Git, biraz peksimetle, hem limon ve tuz getir!)

Talebe (Peki) deyip, ifa etti emri tam.
Peksimet, tuz ve limon getirip etti ikram.

Hayret içerisinde kalıp o talebeler,
Hata ettiklerini anladılar bu sefer.

Kendi aralarında toplanarak bir daha,
Dediler: (Biz dönelim, yine bizim dergaha.)

Mahcup halde geriye dönünce onlar yine,
Ebül Abbas, bir tuğla alıp verdi birine.

Buyurdu ki: (Al bunu, kuyumcuya götür sat.)
O, tuğlayı alınca altın oldu o saat.

Götürüp, bin dinara satarak o tuğlayı,
Dönüp, üstadlarına teslim etti parayı.

Hocaları onlara, yüzer dinar vererek,
Buyurdu: (Bunu alıp, eyleyin bu yeri terk.

Zira biz, dünya ile fazla ilgilenmeyiz.
Yemek düşkünleriyle, hiç sohbet eylemeyiz.)

Onlar çok üzülerek ve pek çok yalvararak,
Dediler ki: (Efendim, hata ettik muhakkak.

Biz, o yaptığımıza, çok üzgün ve pişmanız.
Sizin sohbetinizi istiyoruz biz yalnız.)

Ebül Abbas, onlara merhamet etti yine.
Affedip, kabul etti tekrar sohbetlerine.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı