İmam-ı Ali Rıza, Resulün soyundandır.
Çok büyük veli olup, kerametleri vardır.
O, yediyüz yetmiş’te teşrif etti dünyaya.
Tus’da, elli yaşında, göçtü dar-ı bekaya.
Maruf-i Kerhi ile, Bayezid-i Bistami,
Bu zattan feyz alarak, oldular din âlimi.
Bir gün hazret-i İmam, bakarak bir kimseye,
Buyurdu: (Hazır mısın ahirete gitmeye?
Zira ölüm bekliyor, yakında seni elbet,
Hazırlığını yap ve yaz hemen bir vasıyet.)
Bu sözü üzerine, üç gün geçti aradan.
O kimse vefat edip, ayrıldı bu dünyadan.
Bir kimse anlatır ki: (Hacca niyet eyledim.
Evimde, sert kumaştan ihramım vardı benim.
Lakin böyle kumaştan ihram olur mu diye,
Mektup yazıp, sormayı düşündüm bu veliye.
Yazıp irsal eyledim hemence bu nameyi.
Ve lakin unutmuşum bunu sual etmeyi.
Sonra hatırlayınca, gayet üzdü beni bu.
Zira sırf bunun için yazmıştım o mektubu.
Çok geçmeden, bir cevap yazdı ki bana İmam:
(Sen sormayı unuttun, caizdir öyle ihram.)
Biri de anlatır ki: İmamın huzuruna,
Girip, Hind lisaniyle bir selam verdim ona.
O dahi cevap verdi, bana Hind lisaniyle.
Sonra çok sual sordum, cevap verdi bu dille.
Dedim ki: (Arabiyi iyi bilmiyorum pek.
Lakin çok istiyorum, bu lisanı öğrenmek.)
Mübarek eli ile, mesh eyledi ağzımı.
Konuşmaya başladım o anda bu lisanı.
Biri dahi gelerek, dedi ki bu veliye:
(Efendim dua edin, bir oğlum olsun diye.)
İmam-ı Ali Rıza, bu ricasına onun,
Buyurdu ki: (Bir değil, olur iki çocuğun.)
O, şöyle düşündü ki, sevinip buna gayet:
Birine Ali derim, ötekine Muhammed.
Bu fikrimi anlayıp, şöylece buyurdular:
(Birisine Ali de, diğerine Ümmü Amr.)
Ümmü Amr, kız ismiydi, merak etti bunu pek.
Hakikaten doğumda, bir kız oldu, bir erkek.
Biri dahi vardı ki, tutuktu dili biraz.
İstedi, bu derdini İmama eyleye arz.
O gece rüyasında, İmamı gördü bu zat.
Kendisine, bir ilaç tarif etti o bizzat.
Buyurdu: (Bir bardağa, kimyon, tuz ve su doldur.
Karıştırıp, ağzında çalkala, şifa olur.)
Uyanıp, rüyasını hatırladı nihayet.
Ve lakin rüya deyip, vermedi ehemmiyet.
Huzuruna gidince bu evliya kişinin,
İlaç talep eyledi bu tutuk dili için.
Buyurdu ki: (Bu gece, sordun ya bunu bize.
Ne için uymuyorsun, bizim tavsiyemize?)
Adam, şaşkın bir halde tatbik etti ilacı.
İyileşip, tabibe kalmadı ihtiyacı.
|