Ana Sayfa >  Evliya Nasihatleri > Aradığın burdadır, gel hemen > Münakaşa yasaktır
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Münakaşa yasaktır

Bu zatın var idi ki, gençten bir talebesi,
Çoktu bu üstadına muhabbeti, sevgisi.

Behaeddin Buhari ona dedi: (Ey filan!
Her zaman beni yad et, çıkarma hatırından.)

O talebe diyor ki: Bu emir mucibince,
Onu unutmamaya çalışırdım gün gece.

Bir sene, babam ile hac yoluna çıkmıştık.
Ve bir müddet sonra da, Hirat’a ulaşmıştık.

Seyrederken Hirat'ın bir kısım yerlerini
Unuttum bir aralık Hace hazretlerini.

Unutmakla birlikte, bendeki her iyi hal,
Manevi hasletlerim gittiler benden derhal.

Sanki feyiz kesildi, uzaklaştı her nimet.
Sanki geri alındı, o tasarruf ve himmet.

Kendimi, kupkuru bir odun gibi hissettim.
Ne aşk kaldı kalbimde, ne sevgi, hayret ettim.

Babam dedi: (Kurtulmak istiyorsan bu halden,
Seni, başka veliye götüreyim ben hemen.)

Babamın teklifini istemedim ben fakat.
Dedim: (Zannederim ki, bende var bir kabahat.

Üstadımın emrinden, gafil oldum bir kere.
Bu yüzden duçar oldum, böyle kötü hallere.)

Haccımızı yapıp da, edince eve avdet,
Hocamın huzuruna vasıl oldum nihayet.

O beni görür görmez, buyurdu ki: (Ey oğlum!
Hirat'da, beni biraz unuttun, biliyorum.

O anki gafletine hiç üzülme, zira biz,
Bila kasıt yapılan kusurları görmeyiz.

Lakin dostu unutmak, dostluğa sığmaz evlat.
Hiç seven, sevdiğini unutur mu bir saat?

O veliye gitseydin, olmazdı faidesi.
Çünkü sen, bu menbadan alıyorsun her feyzi.

Benim talebelerim, sanki benim oğlumdur.
Başkasının, onlara tasarruf haddi yoktur.)

Şöyle anlatıyor ki talebeden biri de:
Münakaşa etmiştim Nesef'te ben biriyle.

Bu yüzden, o kimsenin kalbini incitmiştim.
Ve hem de kendisinden özür dilememiştim.

Aynı gün, Buhara'ya, hocama gittim, fakat,
Hiç bakmadı yüzüme, etmedi hiç iltifat.

Araya koydumsa da, başka talebeleri,
Olmadı onların da, yine faideleri.

Sonunda çok yalvarıp, arz ettim ki: (Ne olur,
Affedin bu fakiri, olduysa hata, kusur.)

Buyurdu ki: (Nesef'te, niçin o arkadaşa,
Kaba sözler söyleyip, eyledin münakaşa?

Sen bilmiyor musun ki, bir mümini incitmek,
Kâbe’yi yıkmak gibi, bir günahtır büyücek.

Ondan özür dileyip, almadıkça helallık,
Bizim sohbetimize almayız seni artık.)

(Peki efendim) deyip, Nesef'e döndüm hemen.
Gidip özür diledim, acele o kimseden.

Sonra haber verince, bunu kendilerine,
Ancak kabul ettiler, beni sohbetlerine.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
3.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı