İmam-ı Rabbani’nin, Mirza Muzaffer Han’a,
Yazdığı mektubunda, şöyle buyurdu ona:
(Hak teâlâ sizleri, size layık olmayan,
Şeylerden hıfz ederek, iyilik versin her an.
Dünya sıkıntıları gelirse de dostlara,
Bu, günahları için keffarettir onlara.
Yalvarıp ağlayarak ve gözyaşı dökerek,
Kırık kalble, lazımdır Allah’tan af dilemek.
Dua kabul olduğu, bilininceye kadar,
Buna devam etmeli, gece gün, aynı karar.
Size dua etse de, dost ve sevenleriniz,
Duayı, bizatihi yapın yine kendiniz.
Dostların duaları, olsa da size, fakat,
Dertlinin yalvarması lazımdır kendi bizzat.
İlaç almak, hastanın kendisine lazımdır.
Gayrinin yapacağı, olsa olsa yardımdır.
Sözün özü şudur ki, ne gelse Sevgiliden,
Gülerek karşılamak lazımdır yine hemen.
Ondan gelen her şeyi, olsa da bela ve dert,
Hep tatlı gelmelidir kulluk da budur elbet.
Seven böyle olmazsa, tam olmaz bu sevmesi.
Ve hatta yalan olur seviyorum demesi.)
Yine bir mektubunda buyurdu ki: (Bir kimse,
Günah işlediğinde pişmanlık duyar ise,
Bu hali, onun için bulunmaz bir nimettir.
Zira bu pişmanlığı, tövbe etmek demektir.
Eğer Allah korusun, olmazsa hiç üzülmek,
Hatta tatlı gelirse, ona günah işlemek,
Günahta ısrardır ki, gayet fena bir iştir.
Bu hal, o kimse için tehlikeli gidiştir.
Küçük günaha ısrar, olur günah-ı ekber.
Büyük günaha devam, onu küfre sürükler.
Kul ibadet yapınca, nefsi kabarıyorsa,
(Ben, ne iyi ve salih bir kimseyim) diyorsa,
Bu, korkunç bir hastalık, öldürücü zehirdir.
Yaptığı ibadeti, bu, sıfıra indirir.
Nasıl ateş, odunu yakar ve bitirirse,
Ve yine güneş nasıl, buzları eritirse,
Ucb, yani beğenmek de yaptığı işlerini,
Yok eder kazandığı ibadetin ecrini.
Bu korkunç hastalıktan kurtulabilmek için,
İyi amellerini görmeli fena, çirkin.
Bir kul, ibadetinde bulursa noksan, kusur,
O ibadet, indallah kabule layık olur.
Zira kusur görürse, insan bir amelinde,
O iş, kıymet kazanır, Hak teâlâ indinde.
Yaptığı her taati, iyi ve güzel işi,
Hep kusurlu görmeye kavuşursa bir kişi,
Sağ omuzunda durup, iyilikleri yazan,
Meleği, zan eder ki boş duruyor her zaman.
Lakin sol omuzunda oturan melek ise,
Hiç durmadan yazıyor, böyle bilir o kimse.
Bu yüksek, iyi hale kavuşunca bir insan,
Çok manevi nimetler, edilir ona ihsan.)
|