Tahir-i Bedahşi’ye yazdığı mektubunda,
Şöyle buyurmaktadır namaz kılmak hakkında:
(Ey kardeşim, bu dünya, sırf çalışmak yeridir.
Ücret alınacak yer, elbette ahirettir.
Salih, iyi işleri yapmaya uğraşınız.
Allah’ın beğendiği amelleri yapınız.
Bu ameller içinde, en üstünü (namaz)dır.
Namaz, dinin direği, müminin miracıdır.
O halde tam kılmalı Müslüman namazını.
Getirmeli yerine, adab ve erkanını.
Yani farzı, vacibi, hatta sünnet ve edep.
Layık olduğu gibi, hepsini yapmalı hep.
Rüku ve secdelerde, hem kavme ve celsede,
Dikkat etmek gerekir, elbet tumaninete.
Yani bu dört mahalde, a’zalar hareketsiz,
Kalmalı ki, buna çok dikkat eylemeliyiz.
(Tadil-i erkan)a da dikkat eylemelidir.
Zira bunu yapanlar, kazanır büyük ecir.
Bu da, her bir a’zanın, sükun ve tumaninet,
Bulunca, hareketsiz durmasıdır bir müddet.
Hanefi âlimleri, buna vacib demiştir.
Yapmayana, azap ve tehdit bildirilmiştir.
İmam-ı Ebu Yusuf ve İmam-ı Şafii,
İse farz demişlerdir İmam-ı Malik gibi.
Çok kimseler, bunlara, hiç dikkat etmiyorlar.
Böylece namazları elden kaçırıyorlar.
Terk olmuş, unutulmuş bir sünneti, meydana,
Çıkaran, nail olur yüz şehid sevabına.
Ya bir farz ve vacibi çıkarmanın sevabı,
O kadar çok olur ki, olmaz haddi, hesabı.
Her hangi helal, haram, farz, vacib ve müstehap.
Öğreten kimseye de, verilir böyle sevap.
Bir kimseden zor ile, yani hakkı olmadan,
Alınan bir kuruşu geri vermek sonradan,
Yüzlerle altın lira sadaka, yani hayrat,
Yapmaktan, kıymetli ve sevaptır hem de kat kat.
Bir kimse, çok ibadet yapmış olsa faraza,
Hatta Peygamberlerin ibadetini yapsa,
Haksız bir kuruşunu almışsa bir kimsenin,
Onu ödemedikçe, Cennete girmez kesin.
Kalbi de temizlemek lazımdır ki en evvel,
Bu olmadan, a’zalar yapamaz iyi amel.
Âlimler, (şöyle olur, böyle olmaz) diyerek,
Fetva verir ise de fıkhı inceleyerek,
Bunları tatbik etmek, zevk alarak ve hazla,
Allah adamlarının işidir daha fazla.
Kalb ne kadar nurlanır, temizlenirse pası,
Kolay olur a’zanın İslam’a yapışması.
Kim İslam’a uymadan, uğraşırsa kalb ile,
(Mülhid), yani hak yoldan sapmıştır o bir kere.
Bazı harikulade olsa da onda eğer,
Hepsi istidrac olur, keramet değildirler.
Bunların doğru, iyi olduğuna alamet,
A’zanın etmesidir İslam’a tam riayet.)
|