Bu büyük veli zatın vardı çok talebesi.
Gece gündüz ibadet yapardı hemen hepsi.
Talebenin bir çoğu fakir idi o zaman.
Geçimlerini dahi, sağlardı Emir Sultan.
Her hafta ona gelir, ihtiyaçları kadar,
Parayı, ondan alır ve giderlerdi tekrar.
O talebeden biri, bir gün Emir Sultan’a,
Geldi ve arz eyledi ihtiyacını ona.
Diğer talebelere sordu Emir Buhari:
(O kardeşlerimizin nasıldır sıhhatleri?)
Dedi: (Himmetinizle, hepsi de iyidirler.
Afiyetiniz için dua edicidirler.)
Emir Sultan, elini sokup sonra cebine,
Bir akçe çıkararak, verdi onun eline.
Buyurdu ki: (Onların yanına varınca siz,
Bizim selamımızı onlara söyleyiniz.
Muhafaza etsinler verdiğim bu akçeyi.
Hep bununla alsınlar lazım olan herşeyi.
Hatta biz bu dünyada olduğumuz müddetçe,
Her ihtiyacınıza kâfi gelir bu akçe.
Onlar, bu akçemizle rahatça geçinsinler.
Ve kimseden para ve bir şey istemesinler.)
(Peki Efendim) deyip, sarıldı ellerine.
Öptü ve veda edip, evine döndü yine.
Diğer talebelerin yanına gidip tekrar,
Dedi: (Emir Sultan’ın, size selamları var.)
O anda, hep ayağa fırlayarak cümlesi.
Onun bu selamını, ayakta aldı hepsi.
Ve hemen sordular ki: (Sultanımız nasıllar?
Ve nasihat olarak, sana ne buyurdular?)
Dedi: (Elhamdülillah, iyidir sıhhatleri.
Ve size, şu akçeyi gönderdi kendileri.
Buyurdu ki: Bununla iktifa eylesinler.
Bu akçeyi kullanıp, bize dua etsinler.
Öyle çok bereketi vardır ki bunun hatta,
Harcansa da tükenmez, oldukça biz hayatta.
Hep bununla alsınlar her ne olsa ihtiyaç.
Ve asla olmasınlar bir başkasına muhtaç.)
Onlar, bunu duyunca, o andan itibaren,
Bu dünya muhabbeti tam çıktı kalblerinden.
Bir kutunun içine koydular o akçeyi.
Ve hep o akçe ile alırlardı herşeyi.
Lakin o bir tek akçe, asla tükenmiyordu.
Zira onun yerine, başkası geliyordu.
Onlar, huzur içinde kullandılar onu hep.
Ve asla etmediler kimseden bir şey talep.
Vakta ki Emir Sultan eyledi Hakka vuslat,
Akçe görünmez oldu kutuda tam o saat.
|