Ahiret yolcusudur esasında bu kullar.
Dünya, bir konaktır ki, burada az dururlar.
Asıl maksat şudur ki bu dünyada durmaktan:
Hep hazırlık yapılsın ahirete durmadan.
Bu dünyada, insana iki şey gereklidir.
Biri kalb, yani (gönül), ötekisi (beden)dir.
Kalbin asıl gıdası, Allah sevgisidir ki,
Gıdası verilmezse, ölür o, kalmaz diri.
Bir gönül, tutulmuşsa Halık'ından gayriye,
O kalb hasta demektir, muhtaçtır tedaviye.
Bedeni de koruyup, beslemek lazım elbet.
Çünkü onunla olur Hakk’a kulluk ve hizmet.
Lakin lüzumu kadar uğraşmalı ki buna,
Zira maksat bu değil, kalb ve ruhtur bir kula.
Bu beden fanidir ki, akıbet ölecektir.
Lakin ölmez kalb ve ruh, insan da ruh demektir.
Hacca giden insanın olur ya bir bineği,
İşte bunun gibidir ruha göre bedeni.
Ne miktar uğraşırsa bu binekle o yolda,
O kadar uğraşmalı kendi vücuduyla da.
Hep ona ayırırsa bütün vakitlerini,
Yolundan geri kalıp, helak eder kendini.
Zaruri ihtiyaçlar ne ise beden için,
Bu kadar uğraşması kâfi gelir kişinin.
Bunlar da (yemek) ile, (elbise) ve (mesken)dir.
Bunları temin etmek, elbette ki elzemdir.
Lakin bundan daha çok harcederse vaktini,
İhmal eder bu sefer, ruhu ile kalbini.
Halbuki beden değil, kalb idi gaye asıl.
Cennet nimetlerine, onunla olur vasıl.
Dünya, devamlı gibi gösterir kendisini.
Lakin yok olacaktır, aldatır öyle seni.
Dünya, sana dost gibi görünürse de şu an,
Halbuki sonra sana kesilir büyük düşman.
Dünyanın dışı süslü, taze, güzel sanılır.
Lakin zehirdir içi, yiyenleri aldatır.
Dünyaya, lüzumundan daha çok sarılanlar,
Sonunda pişman olup, hakikati anlarlar.
Kalbi, dünya malına bağlı ise kulun hem,
Ölürken, daha fazla çeker acı ve elem.
Onlar, deniz suyunu içenlere benzer ki,
Tuzlu suyu içtikçe, çoğalır harareti.
Yandıkça daha içer, içtikçe daha yanar.
İçe içe ölür de, suya kanmaz o zinhar.
Bir misafirhanedir bu dünya esasında.
Yolcunun, gözü olmaz bu yerin eşyasında.
Çünkü o, muvakkaten ikamet etmektedir.
Birkaç gün kalıp sonra, ayrılıp gidecektir.
Bu hanın eşyasına gönül bağlarsa eğer,
Onlardan ayrılınca, üzülür, feryat eder.
Lakin hiç göz dikmezse, hanın eşyalarına,
Ayrılıp gittiğinde, üzüntü olmaz ona.
Çünkü insan, dünyada ahiret yolcusudur.
Varacağı yer ise, dehşetli, korkuludur.
Burada o yer için yapmazsa bir hazırlık,
Azaplara düşerek, kendine eder yazık.
Kul, haramdan kaçınıp, yaparsa farzı eğer,
Azaplardan kurtulup Cennete duhul eder. |