Liman Baba “rahmetullahi aleyh”, Anadolu’daki Hak dostlarından.
Kabri Lüleburgaz’dadır.
Bu büyük zat, sevdikleriyle bir ağaç altında oturuyordu bir gün.
Birisi sordu:
- Efendim, Evliyaullah, Allah’ın izniyle toprağı altın yaparlarmış. Acaba bugün de öyle Veliler var mıdır?
Mübarek zat cevap vermedi.
Yerden bir avuç toprak alıp koydu o kişinin avcuna.
Toprak, “Altın” oldu adamın avcunda.
Sonra alıp yere attığında “Toprak” oldu yine.
Peşinden;
- Toprağı altın yapmak hiç mühim değil, buyurdu.
Sordular:
- Mühim olan nedir efendim?
- İslamiyet’e uymaktır. İslam’a uyan, dünyada da rahat eder, ahirette de, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bu dünyanın, cenâb-ı Hak indinde sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirlere ondan bir yudum su vermezdi. Kıymetsiz olduğu için, kâfirlere de dünyalık veriyor bol bol.
Sordular:
- Ya ahirette efendim?
- Orada kâfirler, Cennetin kokusunu bile duyamayacaklar. Çünkü Cennet kıymetli. Hak teâlâ Cenneti beğeniyor ve kıymet veriyor. Bunun için onu sadece dostlarına ihsan edecektir.
- Onun dostları kimlerdir hocam?
- Ona iman edenlerdir.
Nasihata ihtiyacım var
Bir gün de bir genç, bu büyük zata gelerek;
- Efendim, nasihatınıza ihtiyacım var, dedi.
Ona cevaben;
- Gençlik çağı kazanç zamanıdır, buyurdu. Bu vakti iyi değerlendir evladım.
Delikanlı sordu:
- Nasıl değerlendireyim efendim?
- Çok kıymetli şeyi, çok kıymetli şeye harca. Yani dinini öğren. Öğrendiğinle amel et. Başkalarına da öğret. Bu üçünden kıymetli bir şey yoktur, buyurdu.
Ve ekledi:
- Nerede ve ne şartlar altında olursan ol, namazını terk etme. Müslüman demek, “beş vakit namazını vaktinde kılan insan” demektir.
|