Sırrı Ali Efendi “rahmetullahi aleyh” İznik’te yetişen Evliyadan.
Gönül ehli bir Allah dostudur bu zat.
Talebesinden biri ziyarete gelmişti bir gün.
Oturup sohbet ettiler.
Bir ara o gence;
- Su-i zan, tehlikeli bir günahtır oğlum. Ondan çok sakın! buyurdu.
Talebe sordu:
- Neden tehlikelidir efendim?
- Çünkü su-i zan günahının tövbesi olmaz.
Genç şaşırdı:
- Tövbesi olmaz mı hocam? Neden?
- Çünkü su-i zan ettiğini bilmez de ondan. Tövbe edilmeyen günahın cezası da “Cehennem ateşi”dir.
Genç çok istifade etmişti bu sohbetten.
İzin isteyip ayrıldı.
Ancak eve döndüğünde gümüş yüzüğü yoktu parmağında.
Evin her tarafını aradıysa da bulamadı.
Sonunda yorulup uyuyakaldı bir kenarda.
Sırrı Ali Efendi, rüyasında manalı manalı gülümsüyordu kendisine:
- Ne o evlat, yüzüğünü mü arıyorsun?
Talebe heyecanla;
- Evet hocam, dedi. Evin her tarafını aradım.
- Bulamadın mı peki?
- Maalesef efendim, bulamadım.
Ama ben buldum!
Tatlı bir tebessümle gence bakıp;
- Ama ben buldum, buyurdu.
Ve cebinden çıkarıp taktı delikanlının parmağına.
O anda uyandı genç.
Bir de ne görsün.
Yüzüğü parmağında değil mi?
Şok oldu hayretten.
Sabah koştu dergaha.
Rüyasını arz edecekti.
Hocası, onu görünce, tebessüm etti yine:
- O evlat, bulmuşsun yüzüğünü.
- Siz buldunuz hocam.
Büyük Veli;
- Evladım burada düşürmüşsün. Yorulmayasın diye taktım parmağına, buyurdu.
Cahillik, Cehenneme götürür
Bir gün de yine dergahında gençlerle sohbet ediyordu ki, bir ara;
- Çocuklar, cahillik çok fenadır, buyurdu. Cehenneme götürür sahibini.
Sordular:
- Neden hocam?
- Çünkü dinini öğrenmeyen, günah işler. Günah ise ateştir. Tövbe etmezse Cehenneme gider.
Gençlerden biri sordu:
- Efendim kıyamette “Hesap” var değil mi?
- Elbette evladım.
- Peki, nelerden sorulacak hocam?
- Evvela “İman”dan, sonra “Namaz”dan sorulacak. Namaz, dinin direğidir. Namaz hesabını veremeyenin diğer hesapları zor geçecek ahirette.
Talebe sordu:
- Ya verenlerin hocam?
- Namaz hesabını verenlerin öbür hesapları kolay geçer ahirette.
|