Partal Hoca denmekle meşhur Hacı Mehmet Şevki Efendi "rahmetullahi aleyh", Balıkesir erenlerindendir.
Balıkesir’in Kebsut kazasındaki bir kabristanda bulunuyor nurlu kabri.
Bir gün sevdiği bir talebesine;
- Evladım, bir şey muhakkak ise onu oldu bil, buyurdu.
Delikanlı sordu:
- Muhakkak olan nedir ki hocam?
- “Ölüm”dür. Ölümden kurtuluş yok. Ama muhakkak olan bir şey daha var.
- O nedir efendim?
- Pişmanlık. Herkes pişman olacak ahirette.
Sonra döndü genç talebesine:
- Ahirette en çetin şey nedir, biliyor musun?
- Bilmiyorum efendim.
- Kul hakkıdır evladım. Çaresi bulunmaz. Ama “kul hakkı” deyince, yalnız “Maddi haklar” gelmesin hatırına.
- Başka nasıl olur hocam?
- Mümini çekiştirmek, gıybet ve su-i zan da kul hakkıdır. Hatta mümine sert bakmak bile kul hakkına girer.
Ve izah etti:
- Yani o sert bakıştan bir hak doğar ve o kişi, hakkını ister o sert bakandan. Bunu ödemek dünyada kolay olsa da çok zordur ahirette.
Genç sordu:
- Neden zordur efendim?
- Çünkü orada para pul geçmez evladım. Sevaplar verilir, günahlar alınır.
- Peki çaresi ne hocam?
- Tek çaresi, dünyada iken helallaşmaktır. Ufak bir hediye alıp gidersin ve “Kusuruma bakma arkadaşım, bir hata yaptım işte, affet beni” deyip gönlünü alırsın, iş biter.
Ve ekledi:
- Sen sen ol, “kul hakkı”yla gitme ahirete. Hatta alacaklı olsan bile.
Şaşırdı genç:
- Alacaklı olarak da mı efendim?
- Evet. Çünkü kendini “Alacaklı” sanan nice kimseler, orada “Borçlu” çıkarlar da şaşırıp kalırlar. Haberin olsun.
Kimse yanmasın diye
Bir gün de sohbetinde buyurdu ki:
- Cehennem ateşi çok şiddetlidir. Onun bir kıvılcımı, bütün bu dünyayı yakar, yok eder.
Sonra sordu talebelere:
- Siz bir hayvanın ateşte yandığını görseniz ne yaparsınız çocuklar?
Gençler cevap verdi:
- Hemen kurtarırız efendim.
- Peki, bu yanan, bir “Akrep” veya “Yılan” olsa da, yine kurtarır mısınız?
- Tabii efendim, fark etmez ki. Onlar da can taşıyor neticede.
Buyurdu ki:
- İşte bütün Peygamberler bunun için uğraştı çocuklar. Kimse yanmasın diye. “Cehennem ateşi”ne bir an bile dayanılmazken kâfirler sonsuz yanacak orada.
Ve nasihat etti:
- Onun için kızmak değil, acımak zamanıdır bugün. Herkese acımak lazım.
Sordular:
- Kâfirlere de mi hocam?
- Evet, herkese.
|