Peygamber Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, eshabtan bir kaçıyla bir yerde otururken, Musa Nebi kavmine mensup bazı kimseler geldi huzuruna.
Bir tanesi arzetti:
- Ya Muhammed! Benim mertebem sair Peygamberlerden daha yüksektir diyorsun. Halbuki Hak teâlâ Musa Nebiyle konuştu bizzat. Bu yüzden “Kelimim” diye methediyor kendisini.
Efendimiz aleyhisselam buyurdular ki:
- Ey kişi, Rabbimiz Ona “Kelimim” dediyse, bana “Habibim” buyurdu. Hak teâlâ katında bu iki mertebe bir midir? Habibin derecesi elbette daha yüksektir.
O kimse girdi hemen araya:
- Ama Allah Onu Tur-i sinaya çıkardı.
- Evet, ama beni de Arş-ı âlâya çıkardı. Burak ismindeki bir Cennet hayvanına binip, bir anda yedi kat göklere yükseldim. Musa Nebi Hak teâlâ ile Tur-i Sinada konuştuysa, ben Arş-ı âlâda konuştum.
Şöyle devam etti:
- Hem sonra Rabbimi baş gözüyle görmekle şereflendim ki, bu nimet benden başkasına nasip olmadı bu dünyada.
Efendimiz aleyhisselam sözünü bitirince o kimseler insafa geldi.
Ve imanla şereflendiler huzurunda.
Git, Aliyi çağır!
Bir gün de Peygamber Efendimiz aleyhisselam bazı eshabla eski kabirlerin bulunduğu bir yerde oturuyorlardı.
O esnada, İsa Nebi kavmine mensup olan kimseler gelip şöyle arzettiler:
- Ya Muhammed! Ben Allah’a Peygamberlerin hepsinden daha yakınım diyorsun. Halbuki İsa Nebi ölüleri diriltirdi. Bu, daha üstün olmayı göstermez mi?
Efendimiz aleyhisselam emretti bir sahabiye:
- Git Ali’yi çağır, buraya gelsin!
Hazret-i Ali gelince, Efendimiz aleyhisselam döndüler o kimseye:
- Ey filan, Ali’ye çok eski bir kabir göster!
O kişi, bin yıllık bir kabir gösterdi.
Efendimiz aleyhisselam emretti hazret-i Ali’ye:
- Ya Ali, şu mevtayı üç defa ismiyle çağır!
Hazret-i Ali “radıyallahü teâlâ anh”, o kabrin yanına varıp nida etti:
- Ey Yakup!
O anda kabir orta yerinden yarıldı.
Sonra ikinci defa seslendi.
- Ey Yakup!
Bu nida ile kabrin orta yeri tamamen açıldı.
Üçüncü nidada nur yüzlü bir ihtiyar çıktı kabirden.
Uzamış saçlarından toprakları atarken “Kelime-i şehadet”i okudu.
- Eşhedü en la ilahe illallah. Ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resulüh.
Sonra girdi yine kabrine.
Kâfirler bu durumu görünce insafa gelip, toptan Müslüman oldular.
|