Antalya civarlarında yaşayan Velilerden Ahmet bin Osman Şernubi "rahmetullahi aleyh" hazretleri çok cömert bir zattı.
Maddi sıkıntısı olan, Ona gelirdi önce.
Talebesinden birinin fakir bir komşusu vardı.
O adam geldi bir gün bu talebeye ve;
- Evlat, “yüz dirhem” borcum var, ödeyemiyorum, dedi. Hocana söyle de, temin etsin bana bu parayı. Ona çok dua ederim.
Talebe;
- Olur, söylerim, dedi.
Ve kalkıp hocasına gidiyordu ki, başka fakirleri gördü yolda.
Onlar da “elbise” ve “ayakkabı” istediler.
Genç talebe her birine;
- Peki olur, dedi.
Ve geldi hocasının huzuruna, arzetti:
- Efendim, yolda bazı fakirler gördüm. Elbise ve ayakkabı istiyorlar.
Ancak unutmuştu “yüz dirhem” isteyen komşusunu.
Mübarek zat;
- Peki evladım, ambardan elbise ve ayakkabı al da götür ver o kimselere, buyurdu.
Talebe;
- Baş üstüne efendim, dedi.
Tam gidiyordu ki, hocası seslendi arkasından:
- Az dur evladım!
Sonra da “yüz dirhem” para uzattı kendisine:
- Şunu da, o borçlu Müslümana ver. Borcunu ödesin de dua etsin bize.
Genç, o zaman hatırladı meseleyi.
Din, nasihattır
Bu zat, bir gün bazı sevdiklerine;
- Kardeşlerim, din nasihattir, buyurdu. Gücü yeten herkes, sözünün geçtiğine anlatmalı mutlaka. Bu hususta hadis-i şerif de var.
Ve okudu onu:
- Peygamber efendimiz aleyhisselam; “İki Müslüman bir araya gelir de Allah’tan ve Peygamberden bahsetmezlerse, Allah ikisine de lanet eder” buyuruyor.
Sordular:
- Lanet eder, ne demek efendim?
- Yani rahmetinden uzak eder onları. Onun için bir araya geldiğinizde, boş şeylerle vakit geçirmeyin. Açın, kitap okuyun.
- Hangi kitabı efendim? dediler.
- Ehl-i sünnet alimlerinin yazdığı bir “İlmihal kitabı”nı mesela. Böyle yaparsanız rahmet iner oraya, bereket yağar.
Ve ekledi:
- Sonra kalbleriniz nurlanır. Asıl maksat da bu değil midir zaten?
|