Basra’da yaşayan Abdülvahid bin Zeyd hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün sevdikleriyle oturmuş sohbet ediyordu ki;
- Efendim, ibadetlerden zevk alamıyoruz, diye dert yandılar.
Buyurdu ki:
- İbadetlerden zevk alamamak, kalbin kararmış olmasındandır.
Sordular:
- Kalb neden kararır efendim?
- Kalbi karartan şey, günahlardır. Çaresi ise tövbe istiğfar etmek ve günahtan el çekmektir.
Sordular yine:
- Nurlanması için ne yapalım hocam?
- İbadet yapın. “Beş vakit namaz” eğer şartlarına uyarak kılınırsa, kötü, çirkin işleri işlemekten korur insanı.
Ölünce uyanacağız
Bir gün de bir sevdiğiyle sohbet ediyordu ki;
- Bu dünya hayaldir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Peygamber efendimiz aleyhisselam; “İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar” buyuruyor.
Ben nereye geldim?
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- Hocam, bize “Kabir”den bahseder misiniz, dediler.
- Hayhay, buyurup şöyle anlattı:
İnsan kabirde uyanınca, şaşırır ve
“Ben nereye geldim?” der. “Burası neresi?”
Bir anda ahirete gitmiş,
Mal mülk, onca servet,
Evlat ve hanım, hepsi dünyada kalmıştır.
Bir İslam alimi de;
- “İnsanlar sarhoştur, ölünce ayılırlar” buyuruyor.
Sordular:
- Bu, ne sarhoşluğu efendim?
Buyurdu ki:
- Kimi mal sarhoşudur, kimi mevki makam, kimi de şöhret sarhoşu. Ama ölünce ayılırlar bu sarhoşluktan.
|