Anadolu erenlerinden Hasan Dede’nin "rahmetullahi aleyh" sevdiklerinden biri, şiddetli göz ağrısına tutulmuştu bir gün.
Hiç dayanamıyordu ağrısına.
Tabipler bir şey yapamadılar.
Çaresizdi.
Bir seher vakti kalkıp, iki rekat namaz kıldı ve;
- Ya Rabbi! Senin sevgili kulun Hasan Dede hürmetine bana şifa ver! Diye yalvardı.
Sonra uyudu.
Rüyasında Hasan Dede geldi yanına.
Mübarek zat eliyle gözlerini meshedip;
- Şifa Allah’tandır! buyurdu.
Adamcağız sevinmişti.
- Efendim şifa bulacak mıyım? diye sordu.
Hasan Dede;
- İnşallah kardeşim, buyurdu. Cenâb-ı Hak kendisine açılan eli boş çevirmez.
Adam uyandığında çok neşeliydi.
Zira kurtulmuştu o ağrıdan.
Ve bir daha da görmedi göz ağrısı.
Dünyada en zor iş
Bir gün de;
- Efendim, dünyada en zor şey nedir? diye sordular bu zata.
Cevaben,
- Hakkı batıldan ayırmaktır, buyurdu. Ancak bunu herkes yapamaz.
Sordular:
- Kimler yapabilir efendim?
Buyurdu ki:
- Peygamber efendimiz aleyhisselamın vârisi olan büyük İslam alimleri yapabilir bu işi.
Sordular yine:
- Hakkı batıldan ayırmak o kadar mühim midir ki hocam?
- Elbette. Ahirete gidince, çokları, “Eyvah!” deyip çok pişman olacaklar. Çünkü “Hak” diye sarıldıklarının “Batıl” olduğunu, anlayacaklar orada. Bunun için bu dünyada en büyük nimet, hakkı batıldan ayırabilen bir zatın sohbetine kavuşmaktır.
- Böyle zatlar yoksa efendim? dediler.
- Kendileri yoksa kitapları var, buyurdu. O zatların kitaplarını okuyan da, hakkı batıldan ayırabilir.
Tasavvuf nedir?
Bir gün de “Tasavvuf”tan sordular bu zata.
Cevap olarak;
- Tasavvuf, son nefeste imanla gidebilmek ilmidir, buyurdu.
Sordular yine:
- Sabrın alameti nedir efendim?
- Şikâyeti terk, sıkıntı ve musibeti gizlemektir.
- Allah sevgisinin işareti nedir efendim?
- Ölümü sık hatırlamaktır.
- Ya edeb hocam?
- “Edeb”, söz dinlemektir. Yani büyüklerin sözüne, itiraz etmeden, yorum getirmeden “Peki” demektir.
|