Serhad Evliyasının büyüklerinden Dimitrofçalı Ali Efendi "rahmetullahi aleyh", bir gün talebelerine;
- Dini bir mesele konuşurken mutlaka nakli esas alın. Aklınızdan konuşmayın, buyurdu.
Ve ekledi:
- Kendinden konuşan, doğru söylese de yanlıştır, yanlış söylese de yanlıştır.
Gençler hayretle sordu:
- Doğru söylese de mi yanlıştır efendim?
- Evet, çünkü araştırması lazımdı, buyurdu.
Ve şu misali verdi onlara:
- Mesela bir dağ başındasınız. Hiç araştırmadan, “Kıble şu taraftır” diye tahmini olarak seccadeyi serip, namazınızı kıldınız. İstikametiniz kıbleye rastlamış olsa bile, namazınız kabul olmaz.
Gençler bir daha şaşırıp;
- Neden efendim? diye sordular.
Cevap aynıydı:
- Araştırmanız lazımdı. Araştırmadan kıldığınız için namazınız kabul olmaz.
- Ya araştırsaydık efendim? dediler.
- O zaman kıbleye rastlamamış olsa bile namazınız kabul olurdu. Çünkü Allahü teâlâ araştırmayı emrediyor.
Sizi çok seviyorum
Bir gün de bazı sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- Kardeşlerim, ben Allah için sizleri çok seviyorum, buyurdu. Herhalde siz de beni seviyorsunuzdur, öyle değil mi?
Hepsi bir ağızdan,
- Evet efendim, çok seviyoruz, dediler.
Sordu tekrar:
- Peki sizi niçin çok sevdiğimi de biliyor musunuz?
- Bilmiyoruz efendim.
- Ben kendimi hiç sevmiyorum da ondan, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ben kendimi sevmediğim için sizi çok seviyorum. Eğer kendimi sevseydim, sizi böyle sevemezdim.
Sordular:
- Kendini seven, başkalarını sevemez mi efendim?
- Hayır. Kendini seven, başkalarını sevmediği gibi başkaları da onu sevemez.
Şöyle bitirdi:
- Sevmek ve sevilmek istiyorsanız kendinizi sevmeyin. Bunu yapabilen, hem sever, hem de çok sevilir.
|