En büyük âlim ve evliyalardan Seyyid Fehim Arvasi hazretleri “kuddise sirruh”, bir sohbetinde;
- Allah için dökülen gözyaşları, günahları temizler, buyurdu.
Dinleyenler;
- Efendim, eski büyükler de çok ağlarmış öyle mi? dediler.
- Evet. Bu, bütün Velilerin ortak özelliğidir zaten. İmam-ı a’zam hazretlerinin de çok ağladığı meşhurdur. Öyle ki, onun ağlamasından komşuları müteessir olurlardı hatta. Gecenin belli bir saatinden sonra; “İşte İmam yine başladı ağlamaya” derlerdi.
Sordular:
- Neden ağlardı ki efendim?
- Son nefes korkusundan. İmam-ı Rabbani hazretleri de “Mektubat” kitabında; “İmanımın gitmesinden söğüt yaprağı gibi titriyorum” buyuruyor.
Ve devam etti:
Eskiden büyükler, devlet adamlarından kaçar, zenginlerle görüşmezdi.
Zamanın sultanı, bir gün bir torbaya “Altın” doldurup bir adamıyla gönderdi bir büyük Veliye.
Sultanın adamı gelip çaldı kapısını.
Açtığında, o keseyi uzatıp;
- Efendim, bunu size gönderdiler, lütfen kabul buyurun, dedi.
Mübarek zat;
- Hayır, kabul edemem, buyurdu.
Adam şaşırdı:
- Neden efendim?
- Çünkü bu altınlardan sultanın kokusu geliyor, alamam.
Adam, mecburen itiraf etti:
- Evet efendim, bunu sultan gönderdi size. Ne olur kabul edin.
Buyurdu ki:
- Kardeşim, biz garip kimseleriz. Dünya adamlarıyla işimiz olmaz bizim.
Halimiz ne olacak?
Bir gün de;
- Efendim, günahımız çok. Yarın ahirette halimiz ne olacak? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- Merak etmeyin, buyurdu.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü bu gemi selametle sahile çıkarsa, yalnız kaptanını değil, gemide kim varsa hepsini çıkarır, buyurdu. Siz bu gemiden düşmemeye bakın.
Sordular:
- Biz hangi gemideyiz ki efendim?
- “Ehl-i sünnet gemisi”ndeyiz. İmam-ı a’zam hazretlerinin gemisindeyiz yani.
Ve ekledi:
- Buna, “Kurtuluş gemisi” diyor alimlerimiz.
|