Evliyanın büyüklerinden Alevi bin Muhammed "rahmetullahi aleyh", bir günkü sohbetinde;
- Kardeşlerim, kimseyi ayıplamayın, buyurdu. Ayıplanacak biri varsa, o da sizsiniz.
Cemaat hayretle;
- Biz miyiz? diye sordular.
- Evet sizsiniz, buyurdu. Yani kendiniz. Siz, kendi kusurunuza bakın. Kendinizi ayıplayın.
- Neden efendim? dediler.
Buyurdu ki:
- Çünkü size, sizin günahlarınız sorulacak ahirette, başkasınınki değil. Kendinize dönün.
Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; “Kim bir Müslümanı, tövbe ettiği bir kusurundan dolayı ayıplarsa, o kimse, o kusuru işlemeden ölmez” buyuruluyor.
Allah dilerse affeder
Bir gün de;
- Efendim, her günah insanı Cehenneme sokar mı? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Hayır, buyurdu. Cehennem küfrün karşılığıdır.
Sordular:
- Müminlerin günahları ne olacak efendim?
- Onların bir kısmını Allahü teâlâ dilerse sebepsiz affeder. Bir kısmı da dünya sıkıntıları, can verme acısı, kabir azabı ve mahşer meydanındaki sıkıntılarla affedilir.
Sordular yine:
- Ya affolmayan günahlar efendim?
- Onlar için Cehenneme girilse bile, imanı hürmetine sonra çıkarılır. Ama küfrün karşılığı sonsuz ateştir. Allah korusun. Kâfirler, Cehenneme girip bir daha çıkmazlar.
Cennete girmek ister misin?
Bir gün de nasihat isteyen bir gence;
- Sen Cennete girmek ister misin? diye sordu.
Delikanlı;
- Tabii efendim, dedi. Çok isterim.
Buyurdu ki:
- Öyleyse Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğrenip, ona göre yaşa bu dünyada. Allahü teâlâ Kur’an-ı keriminde; “Bana ibadet ederseniz, size Cenneti vereceğim” buyuruyor. Söz veriyor yani.
|