Anadolu Evliyasından Ata Efendi’ye "rahmetullahi aleyh", bir gün mahalleden birkaç kişi gelip;
- Efendim, “Mümin, müminin aynasıdır” deniyor. Bu ne demek? diye sordular.
Cevaben;
- Anlatayım, buyurdu.
Ve şöyle anlattı:
Bir gün, “Peygamber efendimiz” “sallallahü aleyhi ve sellem”, Eshabın büyükleriyle bir yerde otururken yanlarına edepsiz biri gelip;
- Senin kadar kötü, senin kadar çirkin birini görmedim, diye hakaret etti Efendimiz aleyhisselama.
Eshab-ı kiram Efendimiz aleyhisselama baktılar.
Bir işaret etse, parçalayacaklardı adamı.
Efendimiz aleyhisselam;
- “Doğru söylüyorsun” buyurdular.
O edepsiz adam gitti.
Az sonra hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü teâlâ anh” geldi oraya.
Efendimiz aleyhisselamı görünce;
- Ya Resulallah! Ömrümde senin kadar güzel, senin kadar sevimli bir kimse görmedim, dedi.
Efendimiz aleyhisselam yine;
- “Doğru söylüyorsun”, buyurdular.
Eshab-ı kiram hayret edip;
- Ya Resulallah! O adama da “Doğru söylüyorsun” dediniz, Ebu Bekir’e de. Hikmeti nedir? diye sordular.
Peygamber efendimiz aleyhisselam;
- “Ben aynayım”, buyurdular. “Bana bakan, kendini görür. İkisi de kendilerini görüp, gördüklerini söylediler”.
Kul hakkı mühimdir
Bir gün de cemaatine;
- Ahirette her şeyden hesap var, buyurdu. Hele kul hakkı çok mühimdir.
Sordular:
- Efendim, kul hakkı, sadece maddi şeylerde mi olur?
- Hayır, manevi de olabilir, buyurdu. Mesela “gıybet”.
- Gıybet kul hakkına girer mi efendim?
- Elbette. “İftira” da kul hakkıdır, “Su-i zan” da. Hatta “Mümine sert bakmak” bile kul hakkına girer.
Sordular yine:
- Peki ne tavsiye edersiniz efendim?
- Ölmeden önce helallaşın. Yoksa çok zor olur ahirette, çaresi bulunmaz. Çünkü cenâb-ı Hak kul hakkını affetmiyor. Helallaşmaktan başka çare yoktur.
|