Şam’da vefat eden Fahreddin-i Iraki "rahmetullahi aleyh" hazretlerine bir gün bazı tanıdıkları gelip;
- Efendim, başarılı olmak nelere bağlıdır? diye sordular.
Cevaben;
- Üç şeye bağlıdır, buyurdu.
Sordular:
- Onlar nedir efendim?
- Birincisi, “akıllı olmak”tır. Yani bir işte karar verirken ahiretini düşünüp, ona göre tercihini yapmaktır.
İkincisini sordular.
- İkincisi, “siyasi olmak”tır. Yani karşısındaki insana, onu üzmeyecek şekilde hitap etmektir.
Sordular:
- Ya üçüncüsü efendim?
- Üçüncüsü de “samimi olmak”tır. Yani ihlaslı olup, her yaptığını “Allah için” yapmaktır.
En kıymetli iş
Bir gün de;
- Allahü teâlânın en sevdiği iş nedir? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Onun kullarına hizmet etmektir, buyurdu.
Sordular:
- Hizmetten maksat nedir efendim?
- İnsanların dünyada rahata, ahirette de sonsuz saadete kavuşmalarına vesile olmaktır.
- Bunu nasıl yapabiliriz efendim?
- Allah’ın dinini, Onun kullarına doğru olarak öğretmekle.
- Yanlış öğretenler de var mı ki efendim?
- Olmaz mı? İslamiyet’i, nakli esas alarak değil de, çürük aklına, bozuk itikadına ve iğrenç nefsine göre anlatan “Kötü din adamları” her devirde vardır, buyurdu.
Ve ekledi:
Onlar, insanların en kötüsüdür.
Kalb iyi olursa…
Bir gün de;
- Efendim, tasavvuf nedir? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- “Tasavvuf”, kalbi kötü huylardan temizlemek, iyi huylarla süslemek demektir, buyurdu. Kalb, hükümdar gibidir bedende.
Ve izah etti.
- Bütün organlar kalbin emrindedir. Nitekim hadis-i şerifte; “İnsanın bedeninde bir et parçası vardır ki, o iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur. O bozuk olursa, bütün organlar da bozuk olur. Bu et parçası, kalbdir” buyuruluyor.
|