Mısır Evliyasından Fahr-ül Farisi hazretlerine "rahmetullahi aleyh", talebesinden biri gelip;
- Efendim, ben bir şeyden çok korkuyorum, diye arzetti.
Mübarek zat sordu:
- Hayırdır evladım, neden korkuyorsun?
- Ahirette Cehennemden kurtulabilecek miyim acaba? Bunu düşünüp çok korkuyorum hocam.
- İnşallah kurtuluruz oğlum.
- İnşallah efendim, ama nasıl?
Buyurdu ki:
- Ümidimiz odur ki oğul, büyükler bize sahip çıkar ve şefaat ederler de inşallah kurtuluruz.
- Ya sahip çıkmazlarsa efendim?
- Merak etme oğlum. Biz bugün onlara sahip çıkarsak, onlar da o gün bize sahip çıkarlar, buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- Demem o ki oğul, biz o büyüklerin sözlerini dinler, nasihatlerine göre yaşarsak, onlara sahip çıkmış oluruz. O zaman onlar da bize sahip çıkarlar.
Bunun tek çaresi var
Bir gün de bir genç gelip;
- Efendim, dünyada ve ahirette felaketlerden kurtulmak için ne yapayım? diye sordu bu zata.
Cevaben;
- Bunun bir tek çaresi var, buyurdu. O da kurtulanlarla beraber olmaktır.
Delikanlı sordu.
- Kurtulanlardan maksat kimlerdir efendim?
- Allahü teâlânın sevgili kullarıdır. “Ehl-i sünnet alimleri” ve “Evliyalar” bunlardandır mesela.
Sordu yine:
- Böyle zatlar yoksa efendim?
- Onlar yoksa, kitapları var evladım. Onların kitaplarını okuyan da onlarla beraber sayılır.
İslam’a hizmet etmek
Bir gün de bazı gençlere;
- “Emr-i maruf”, yani İslam’a hizmet etmek kime nasip olursa, çok sevinsin, çok şükretsin, buyurdu.
Sordular:
- Bu iş, çok mu sevaptır efendim?
- Elbette, buyurdu. Bir beldede küfre karşı “emr-i maruf” yapılırsa, Allahü teâlâ o beldenin hak ettiği azabı tehir eder. Emr-i maruf yapılmayan beldeye ise azab-ı ilahi gelir.
|