Şam’da yetişen büyük Velilerden Muhammed Bedahşi hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, insanlara kızmak değil, acımak lazım, buyurdu. Allah’ın kullarına merhametli olun, acıyın onlara.
Sordular:
- Herkese mi acıyalım efendim?
- Evet. Bizim dinimiz, şefkat ve merhamet dinidir. Gayemiz, bir insanı “Cehennem ateşi”nden kurtarmaktır ki, bu da kızmakla değil, sevgi ve şefkatle olur.
Sonra şunu anlattı onlara:
Bir gün, Resulullah efendimiz aleyhisselamın huzuruna bir köylü gelip;
- İslamiyet nedir? diye sordu.
Peygamber efendimiz;
- “İslamiyet, Allahü teâlânın emirlerine saygılı olmak ve Onun kullarına şefkatli davranmaktır” buyurdular.
İtirazcı olmayın!
Bir gün de sevdiklerine;
- İtirazcı olmayın, buyurdu. Söz dinleyici olun, hak söze “Peki” deyin! Çünkü itiraz etmek, şeytan sıfatı, söz dinlemekse melek sıfatıdır.
Ve izah etti:
- Şöyle ki; şeytan, Adem aleyhisselama karşı secde etme hususunda itiraz etti. Rabbinin emrine “Peki” demedi. Kibredip secde etmedi. Bu yüzden melun olup kovuldu huzurdan.
Şöyle devam etti:
- Ebu Cehil de, Resulullah efendimiz aleyhisselama itiraz etti. Onun davetine “Hayır!” dedi ve kabul etmedi. Bu yüzden inkârda kalıp, “sonsuz azab”a müstehak oldu.
Sordular:
- Ya eshab-ı kiram efendim?
- O bahtiyarlar itiraz etmediler. “Peki” deyip hemen kabul ettiler ve bunun için “sonsuz Cennet”i kazandılar.
Gaybı Allah bilir
Bir gün de;
- Efendim, bir kimse; “Ben çalınan şeyleri ve kaybolanları bilirim” diyorsa, bunun hali nedir? diye sordular.
Cevabında;
- Böyle söyleyenin ve buna inananın imanı gider, buyurdu.
- Peki, “Bana cin haber verir. Bunun için bilirim” diyorsa?
- Yine aynıdır. Çünkü cin de gaybı bilmez. Gaybı, yalnız Allahü teâlâ ve Onun bildirdiği kimseler bilir. Başka kimse bilemez.
|