Gaziantep Velilerinden Gözükızıl Mehmet Baba "rahmetullahi aleyh", bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, cenâb-ı Hak biz kullara sonsuz nimetler vermiş, buyurdu.
Ve açıkladı:
- Mesela güneş, ay ve yıldızlar, hatta yedi kat semada ne varsa, hepsi biz insanlar için yaratıldı. Hepsinin dolaylı veya dolaysız insana bir faydası var. Hepsi bu kadar da değil.
Sordular:
- Başka ne var efendim?
- Bu topraktaki nebatlar, böcekler, hava ve karadaki mikroplar, bütün kara ve deniz hayvanları. Aklınıza gelen gelmeyen kâinatta ne varsa, hepsini bizim için yarattı Hak teâlâ.
Hepsinin faydası var
Şöyle devam etti:
- Böyle yüce bir Allah, biz kullara “Namaz”ı emrediyor. Müezzinler, günde beş defa Müslümanları namaza çağırıyorlar. Buna rağmen bir kimse namaz kılmazsa, bunun manası nedir, biliyor musunuz?
- Nedir efendim?
- Rabbimizin bu davetine, açıkça, “Gelmiyorum!... Kılmıyorum!...” demektir. Baş kaldırmaktır yani. Halbuki kılarsa kendi menfaatine. Bu neye benzer biliyor musunuz?
- Neye benzer efendim?
- Denizde boğulmak üzere olan birine halat atıp; “Şunu tut da kurtul” diyorlar. Fakat o, tutmuyor ve boğuluyor.
Şöyle devam etti:
- Allahü teâlâ kullarını Cennete sokmak için “Namaz”ı vesile yapmış. Namaz, Cennete gitmek için bir “yol”dur, “köprü”dür, “vasıta”dır.
Şöyle bitirdi:
- Aklı olan, bu yola girer, bu vasıtaya biner ve Cennete gider.
Tövbe, ibadetin önündedir
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, tövbe ibadetin önündedir, buyurdu.
Ve şöyle izah etti:
- Bir insan lağıma düşse ve üzerinde pislikler varken, yıkanmadan en kıymetli ve en nefis elbiselerini giyse, uygun olur mu? diye sordu.
- Olmaz efendim, dediler.
- İşte tövbe etmeden ibadet yapmak da böyledir, buyurdu. Hatta günahtan sonra “bir kere” tövbe gerekirse, ibadetten sonra “bin defa” tövbe gerekir.
|