Ebu Ali Dekkak hazretleri "rahmetullahi aleyh", büyük velilerdendir. Bir gün talebesiyle sohbet ederken sordu onlara:
- Bilin bakalım, insana feyiz ne yolla gelir?
- Evliyayı sevmekle efendim, dediler.
- Evet bildiniz, buyurdu.
Ve sordu yine:
- Peki, feyzin gelmesine mani olan nedir?
Bilemediler.
- Nedir efendim?
- İnsanın nefsidir. Nefse tâbi olana, büyüklerden feyiz gelmez. Nefse tâbi olmanın alameti, “Ben” demektir. Bir kimse, “Ben haklıyım” diyorsa, nefsine tâbi demektir.
Ve ekledi:
- “Filan kötü adamdır” diyen de, nefsinin pençesindedir.
Niçin ağlıyorsunuz?
Bu zat vefat edince, bir sevdiği rüyada gördü onu.
Baktı ki çok üzüntülü.
Yaklaşıp sordu:
- Niçin ağlıyorsunuz efendim?
- Dünya hayatını gafletle geçirdiğime ağlıyorum, buyurdu.
- Dünyaya geri dönmek isteyen bir haliniz var sanki?
- Evet.
- Peki, dönerseniz ne yaparsınız efendim?
- Tek bir şey yaparım. Elime bastonumu alır, ayağıma demirden bir ayakkabı giyerim. Dünyayı kapı kapı dolaşır, tek bir cümle söylerim onlara.
- Ne dersiniz efendim?
- “Ey insanlar!” derim. “Uyanın! Ölüm var, ahiret var! Her işinizden hesaba çekileceksiniz!”
Zenginlik mühim değil
Bir gün de, zengin biri geldi bu zatın yanına.
Nasihat istedi.
Mübarek zatın ilk cümlesi şu oldu:
- Zenginlik mühim değil kardeşim.
Adam sordu:
- Ne mühimdir efendim?
- Parayı nereden ve nasıl kazandın ve onu nerelere ve nasıl harcadın? Mühim olan budur. Çünkü bunu soracaklar ahirette.
Ve ekledi:
- Helalden kazanmadıysan, bin defa da hacca gitsen, faydası yok. Her gün bin rekat namaz kılsan, yine faydasız. Çünkü haram yiyenin ibadetine sevap verilmez.
- Yani sahih olmaz mı hocam?
- Sahih olur, ama sevap kazanamaz.
|