İstanbul-Eyüb’te medfun bulunan Mevlana Seyyid İbrahim hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir günkü sohbetinde;
- Kardeşlerim, kendinizi vermeye alıştırın, buyurdu. Çünkü bize kalacak olan, verdiğimizdir.
Sonra şunu anlattı onlara:
Bir kurban bayramı günü, Resulullah efendimiz aleyhisselam dışardan eve gelip, Aişe validemize;
- “Kurban etini ne yaptın?” diye sordular.
Hazret-i Aişe “radıyallahü anhâ”;
- Hepsini dağıttım, iki kürek bize kaldı, diye arzetti.
Bunun üzerine Efendimiz aleyhisselam:
- “Öyleyse iki kürek hariç, hepsi bize kaldı” buyurdular.
Başıboş değiliz
Bir gün de;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ insanları yaratmış, fakat başı boş bırakmamıştır, buyurdu. Bazı şeyleri emretmiş, bazısını da haram kılmıştır.
Sordular:
- Efendim, bu emir ve yasaklar, biz kulların menfaati içindir deniyor, öyle mi? dediler.
Cevaben;
- Evet, buyurdu. Her emir, kullara faydalı olduğu için emredilmiş, her yasak da zararlı olduğu için haram kılınmıştır.
Şöyle devam etti:
- Çünkü Allahü teâlâ kullarının yanmasını istemez. Onun kullarına merhameti, bir annenin yavrusuna olan merhametinden daha çoktur.
Namaz, dinin direği
Bir gün de bazı gençler bu zata gelip;
- Efendim, dinimizde namazın yeri nedir? diye sordular.
Cevabında;
- Namaz, bu dinin direğidir, buyurdu. Bu dinde en mühim ibadet beş vakit namaz kılmaktır ki, büyüklerimiz; “Müslüman, namazını kılan insandır” buyuruyorlar.
Sordular:
- Namaz kılmayan, Müslümanlıktan çıkar mı efendim?
- Hiçbir özrü olmadığı halde, bile bile kılmayan ve kılmadığına üzülmeyenin imanı gidebilir. Nitekim Peygamber efendimiz aleyhisselam; “Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi yoktur” buyurmuştur.
Ve ekledi:
- Yine Sevgili Peygamberimiz; “Mümin ile kâfiri ayıran fark, namazdır” buyuruyor.
|