Ömer bin Abdülaziz hazretleri “rahmetullahi aleyh”.
Halifedir.
Öyle adil idi ki, “İkinci Ömer” diye meşhur olmuştu.
Zaten hazret-i Ömer’in oğlunun torunu oluyordu kendisi.
Şöyle ki;
Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh”, âdeti üzere bir gece şehri dolaşıyordu.
Bir evin önünden geçiyordu ki, içerden bir konuşmalar duydu.
Anne kız münakaşa ediyorlardı.
Durup dinledi:
- Kızım, süte su kat biraz!
- Hayır anne, katmayalım.
- Kat diyorum sana!
- Lütfen anneciğim. Helal kazancımıza haram karıştırmayalım.
- Hiç olmazsa bir ölçek kızım.
- Anneciğim bunun azı da haramdır. Hem halife, “Sütlere su katmayın” demiyor mu?
- Kızım bu gece vakti halife bizi nerden görecek?
- O görmese de, bir gören var anne.
- Kim o kızım?
- Allah. O, her gizliyi görüyor. İçimizden geçenleri de biliyor. Öyle değil mi?
Kadın bir şey diyemeyip, sessizce mırıldandı:
- Haklısın kızım.
Hazret-i Ömer duymuştu bütün bu konuşmaları.
Oradan doğruca eve gidip, oğlunu çağırdı:
- Sana bir kız buldum oğlum, ne dersin?
- Siz bilirsiniz babacığım.
Ertesi sabah doğruca o eve gidip çaldı kapıyı.
Kadın, eşikte halifeyi görünce;
“Eyvaah!” dedi içinden, “Geceki konuşmalarımızı duyduysa yandım”.
Korkuyla kekeledi:
- Bu.. buyurun efendim.
Hazret-i Ömer içeri girdi.
- Hanım! Dün gece kızınla olan konuşmalarınızı duydum.
- E.. evet efendim?
- Kızının konuşmaları hoşuma gitti. Allah’ın emriyle kızını oğluma istemeye geldim.
Kadın kulaklarına inanamadı:
- Efendim?
- Kızını oğluma istiyorum hanım.
Kadıncağız sevinçten uçuyordu.
- Hayhay efendim! dedi.
Ve o kız, Halifenin gelini oldu.
İhlası sebebiyle dünyası da mamur oldu, ahireti de.
İşte Ömer bin Abdülaziz hazretleri, süte su katmayan bu mübarek hanımın torunudur.
|