Aydın’ın Kuşadası kasabasında medfun bulunan Kuşadalı İbrahim Halveti hazretlerine "rahmetullahi aleyh", bir gün;
- Efendim, emr-i maruf yapmanın sevabı ne kadardır? diye sordular.
Cevabında;
- Emr-i maruf yaparak bir kişinin hidayetine vesile olmak, “bin sene nafile ibadet” yapmaktan daha sevaptır, buyurdu.
Sordular:
- Peki bizler nasıl emr-i maruf yapabiliriz efendim?
- Ehl-i sünnet alimlerinin yazdığı “İlmihal kitapları”nı alıp dağıtmak, vermek, satmak, hediye etmek, en uygun emr-i maruf şeklidir.
- Hikmeti ne efendim?
- Çünkü bizzat anlatmak için “alim” olmak lazım. İlmi olmayanlar, kitap vererek de aynı sevaba kavuşabilirler.
Allah korkusu
Bir gün de;
- Ömründe bir defa samimi olarak “Allah korkusu”ndan ağlayan kimseyi, Cehennem ateşi yakmaz, buyurdu.
Sonra şunu anlattı:
Büyük Velilerden Bayezid-i Bistami hazretleri, her gün göz yaşıyla ağlardı.
Yakınları;
- Niçin bu kadar çok ağlıyorsunuz? dediler.
Cevabında;
- Allah korkusuyla dökülen gözyaşı “Cehennem ateşi”ni söndürür, buyurdu. Onun için böyle çok ağlıyorum.
Tövbe çok mühim
Bir gün de “Tövbe” ve “İstiğfar”dan sordular bu zata.
Cevaben;
- Tövbe edenler hakkında Peygamber efendimiz aleyhisselam ne buyuruyor, biliyor musunuz? diye sordu onlara.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
- “Günahına tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir” buyuruyor, dedi.
Ve sordu onlara.
- Yine söyleyeyim mi?
- Seviniriz efendim.
- Hadis-i şerifte; “Herkes günah işler. Fakat günahkârların en iyisi tövbe edendir” buyuruluyor.
Bir daha rica ettiler.
“Kıyamette, amel defterinde çok istiğfar bulunana müjdeler olsun!” hadis-i şerifini nakletti onlara.
|