Merzifon’da medfun bulunan Velilerden Kılıç Dede "rahmetullahi aleyh", bir sohbetinde;
- Kardeşlerim! Her Müslüman “Sırat köprüsü”nde yedi yerde durdurulur ve yedi sual sorulur, buyurdu.
Ve sıraladı bunları:
- Önce “İman”dan sorulur. Sonra, sıra ile “Namaz”dan, Oruçtan, Hacdan, Zekattan ve Gusül abdestinden sorulur.
Bir nefes alıp devam etti:
- Yedinci sual, “Kul hakkı”ndan olacak ki, burada masum yani günahsız oldukları halde Peygamberler bile korkuya kapılırlar. Çok mühim çünkü.
Sordular:
- Nasıl mühim efendim?
- Bir dank [yarım gram gümüş] hak için, cemaat ile kılınmış, kabul olmuş yediyüz namazı alınıp, hak sahibine verilecektir.
- Ya bu kadar sevabı yoksa efendim?
- O zaman onun günahı buna yüklenecek ve Cehenneme atılacaktır.
Ruhun gıdası nedir?
Bir gün de;
- İnsan üç ana unsurdan meydana gelmiştir, buyurdu. “Beden”, “ruh” ve “nefs”. Beden, topraktan yaratıldığı için gıdası da, topraktan çıkan şeylerdir, “ekmek, sebze, meyve” gibi.
Sordular:
- Ruhun gıdası nedir efendim?
- Ruh, maddesiz alemden geldiği için mukaddestir. Gıdası da mukaddes ve kıymetli olan manevi şeylerdir. “ibadet, zikir, dua, tövbe” gibi.
- Ya nefsin gıdası hocam?
- Nefs, Allahü teâlâya düşman olduğu için gıdası da Allahü teâlânın sevmediği ve yasak ettiği şeylerdir. “İçki, kumar, zina, faiz” gibi.
Hiç ile uğraşılır mı?
Bir gün de;
- Dünya, ahiretin tarlasıdır, buyurdu. Bu, öyle bir tarla ki, ahiret için ekiyorsun, bire on, bire yediyüz, hatta “bire sonsuz” veriyor.
Ve ekledi:
- Bu tarlaya “dünyalık” ekersen, karşılığında koca bir “Hiç” alırsın. Aklı olan, hiç ile uğraşır mı?
|