Şam Evliyasından Mekhul eş-Şami hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün bazı sevdiklerine;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâyı hiç unutmayın! buyurdu. Onu unutarak alınıp verilen her nefes günah yazılır.
Ve ekledi:
- Günahımızın çok olduğunu biliyoruz. Ama sevaplarımızı bilemeyiz. Çünkü namaz kılıyoruz, ama kabul ediliyor mu? Bilmiyoruz. Bir ibadetin kabul edilmesi için şartlar var zira. Her şeyden önce “riyasız” ve “kibirsiz” olması lazım.
Şöyle devam etti:
- Bir büyük zat; “Sol omzumdaki meleğin devamlı günah yazdığını, sağ omzumdaki meleğin ise boş durduğunu görüyorum” buyurmuştur.
Ve ilave etti:
- Bir başka İslam alimi de; “Bizim tövbelerimiz bile tövbeye muhtaçtır” buyuruyor.
Şöyle bitirdi:
- Kul olana, “boyun bükmek” yakışır ve ancak “boynunu büken” kurtulur ahirette.
Niyet çok mühim
Bir gün de sohbetinde;
- Niyet çok mühim, buyurdu. Önce niyeti düzeltmek lazım. Çünkü niyet hayırsa, akıbet de hayır olur. Niyeti “ahiret” olan, her hâl-ü kârda sevap kazanır.
Sordular:
- Dünya işi yapsa da mı efendim?
- Evet.
- Hikmeti ne hocam?
- Çünkü ameller, niyete göredir. Bunun içindir ki; “Müminin niyeti, amelinden hayırlıdır” buyuruldu.
Niyetle derece yükselir
Şöyle devam etti:
- Onun için hiç kimseye tepeden bakmayın! Bir kimse basit işlerle uğraşabilir. Ama hiç bilinmez, kalbinde taşıdığı “halis bir niyet”, onun derecesini çok yükseltmiş olabilir.
- Bir niyetle derece yükselir mi efendim?
- Elbette. Bir insan hayırlı bir işe niyet etse, fakat gücü yetmediği için yapamasa, o iyi niyetinin mükafatını kazanır. Yani o işi yapmış gibi sevap yazılır defterine.
|