Basra Evliyasından Mansur bin Ammar hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün talebesiyle sohbet ederken;
- Maksadımız, insanlara doğru yolu göstermek, yani “Yol levhası” olmaktır, buyurdu.
Ve açıkladı:
- Hani yollarda levhalar görürsünüz ya, bir ok işareti vardır üzerinde. “Falan köye gider!...”, diye yazar. İnsanlar, o levhalara bakarak bulurlar yollarını.
- Evet efendim.
- İşte bizim işimiz de “yol levhası” olmaktır sadece.
Sordular:
- Hangi yolu göstereceğiz efendim?
- Tabii ki Allahü teâlânın razı olduğu, beğendiği yolu, İslamiyet yolunu. “Ehl-i sünnet yolu”nu.
Şöyle devam etti:
- Biz, Peygamber efendimizin sevgisine, Onun rızasına kavuşturan yolun levhasıyız. Levhanın maddi değeri önemli değil. Ama gösterdiği istikamet, çok önemlidir. Çünkü bu istikamete giden, Cennete gider.
Ve ilave etti:
- Cehennem yolunu gösteren levhalar da var. Ama Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki, biz, Cennete giden yolu gösteriyoruz insanlara.
Amel yap, tövbe et!
Bir gün de, “Tevazu”dan bahsederken;
- Allahü teâlâ göğsü kabarık insanları sevmiyor, buyurdu. Başı önünde olanları beğeniyor. Onun için çok tövbe edin. İbadet de yapsanız yine tövbe edin peşinden.
Sordular:
- İbadet yapsak da mı efendim?
- Evet. Çünkü bizim ibadetlerimiz kusur doludur. Rabbimize layık bir ibadeti kim yapabilir? Bu, mümkün değil. Ama ibadet yaptıktan sonra tövbe edilirse, işte o zaman kabul olma ihtimali vardır o ibadetin.
Şöyle devam etti:
- Kur’an-ı kerimde mealen; “Hepiniz tövbe edin! Tövbe etmekle kurtulabilirsiniz!” buyuruluyor.
Peygamber efendimiz aleyhisselam da, “Amel yap, istiğfar et!” buyurmuşlardır.
Şöyle bitirdi:
- Onun için çok tövbe edeceğiz. Tövbeden hiç kimse kurtulamaz.
|