Kahire Evliyasından Yahya bin Muhammed hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün sevdiklerine;
- Dünyada en makbul insan, takva ehli olandır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Günah, ateştir çünkü. Cehennem ateşine bir an dayanılmaz. Öyleyse günahtan kaçının! Bunu yapmadıkça rahat ve huzur bulamazsınız.
Şöyle devam etti:
- Müminleri çok sevin. Eshab-ı kiramın “rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmain” muvaffakıyetinin sebebi neydi, biliyor musunuz?
- Neydi efendim?
- Birbirlerini çok sevmeleriydi. Kur’an-ı kerimde; “Onlar, birbirlerini çok severlerdi” diye Rabbimiz methediyor onları.
Ölümü düşünün!
Bir gün de;
- Dünya sıkıntısının en iyi ilacı, kefene bürünmektir, buyurdu.
Anlayamadılar.
- Kefene bürünmek mi efendim?
- Evet. Sıkıntının ilacı, ölümü düşünmektir yani. Siz hiç bir ölü ile diri bir adamın kavga ettiğini gördünüz mü?
- Görmedik efendim, olur mu öyle şey?
- Olmaz tabii. İşte her anlaşmazlıkta, siz de ölü gibi olun. Yani münakaşa etmeyin. Hatta; “Sen haklısın, kusura bakma!” deyin.
- Ama bu, çok zor hocam.
- Evet zor. Ama marifet, zoru başarmaktır.
- Peki, ya biz haklıysak efendim?
- Olsun. Yüzde yüz haklı olduğu halde böyle söyleyene Cennette büyük bir köşk verilecektir. Bunu, Peygamber efendimiz aleyhisselam haber veriyor ve “Kefili de benim” buyuruyor.
Kendinizden tiksinin!
Bir gün de talebelerine;
- İnsanın din bilgisi arttıkça Allahü teâlâya sevgisi de artar ve kendinden soğumaya başlar, buyurdu.
Şaşırdılar:
- Kendinden mi soğur efendim?
- Evet. Nefsinden soğumaya, hatta tiksinip nefret etmeye başlar ki, bu hâl, Allahü teâlânın o kulu çok sevdiğinin alametidir.
|