İstanbul Evliyasından Seyyid Ahmet Mekki Efendi hazretlerine “rahmetullahi aleyh”, bir gün bazı sevdikleri gelerek;
- Efendim, muvaffak olmanın sırrı nedir? diye sordular.
Cevabında;
- İki şeydir, buyurdu. Biri, “günah işlememek”, ikincisi “güler yüzlü olmak”tır.
Ve ekledi:
- Eğer işlerimizde muvaffak olamıyorsak, işlediğimiz günahlardandır. Zira Allahü teâlâ, günah işleyeni muvaffak etmez.
Sordular:
- Huzurlu olmanın yolu nerden geçer hocam?
- “Halı” gibi, “toprak” gibi olmaktan geçer, buyurdu.
Ve ekledi:
- Nefsinizi ayaklar altına alacaksınız. Halıya ve toprağa her gün binlerce insan basar, çiğner. Ama onlardan hiç ses çıkar mı?
- Çıkmaz tabii efendim.
- İşte huzurlu olmanın yolu budur.
- Yani hiç kimseye kızmayacak mıyız efendim?
- Bir kimseye kızabilirsiniz.
Merak etiler:
- Kime kızabiliriz efendim?
- Kendinize.
Tasavvuf nedir?
Bir gün de;
- Tasavvuf nedir efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Tasavvuf, zamanı en iyi şekilde kullanmaktır, buyurdu.
Sordular yine:
- Kendimizi, başkalarına nasıl sevdirebiliriz efendim?
- Kendinizi sevmemekle. Kendini seveni başkaları sevmez kardeşlerim.
Din, kimden öğrenilir?
Bir gün de;
- Dinimizden bir kelime öğrenip öğretmek, bin kere nafile hacca gitmekten daha çok sevaptır, buyurdu.
Sordular:
- Dinimizi nereden öğrenmeliyiz efendim?
- Gerçek din alimlerinden, buyurdu.
- Onlar kimlerdir efendim?
- “Ehl-i sünnet alimleri”dir.
- Bu alimlerin özelliği nedir hocam?
- Onlar sadece nakleder, kendi kafalarından bir şey söylemezler. Din hakkında kafasından söyleyenler, din alimi değil, din hırsızlarıdır.
Şöyle bitirdi:
- Dinini, “ehl-i sünnet alimleri”nden veya onların kitaplarından öğrenenler kurtulacaktır ahirette.
|