İstanbul’da medfun büyük Evliyadan Murad-ı Münzevi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir sohbetinde;
- Müminin tek gayesi vardır, buyurdu. O da son nefeste imanla ölmektir.
Sordular:
- Başka gayesi olmaz mı efendim?
- Olmamalı. Zira bundan başka şeyleri gaye edineni, Allahü teâlâ gaileden kurtarmaz. Musibetler yağmur gibi yağar üzerine.
Allah kulunu severse…
Bir gün de;
- Allahü teâlânın bir kulunu sevmediğinin alameti nedir? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- O kimsenin malayani ile uğraşmasıdır, buyurdu.
- Malayani nedir efendim? dediler.
- Malayani, ne dine, ne de dünyaya faydası olmayan işler demektir. Allahü teâlânın bir kulunu sevdiğinin alameti, o kimsenin “fıkıh ilmi”yle meşgul olmasıdır.
Dua almaya bakın!
Bir gün de sevdiği bazı gençlere;
- Dua almaya bakın! buyurdu.
Sordular:
- Kimlerin duasını alalım efendim?
- Üç kişi mühimdir. Çünkü bunların duası da, bedduası da geri çevrilmez.
- Onlar kimlerdir efendim?
- Anne baba, misafir ve mazlum.
Mimli konuşmayın!
Gençler arzetti:
- Bize başka tavsiyeniz var mı efendim?
- Mimli konuşmayın çocuklar. Çünkü bu, nefsanidir.
Ve açıkladı:
- Yani dine hizmet etseniz de; “Ben yaptım, ben ettim...” demeyin. Kendinizden bilmeyin yani.
Sordular:
- Nasıl bilmeliyiz efendim?
- “Cenâb-ı Hak kendi dinini kendisi yayıyor. Beni de bu hizmetlerle şereflendiriyor” demeliyiz, buyurdu.
Ve ekledi:
- Böyle düşünürsek, nimet artar.
|