İstanbul’da medfun Evliyadan Nureddinzade Muslihuddin hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- Resulullah efendimiz aleyhisselama tâbi olmak yedi derecedir, buyurdu.
Dinleyenler merak etti.
- Onlar nedir ki efendim?
- Birinci derece, İslamiyet’in emir ve yasaklarını öğrenmek ve bunları yapmaktır. Bütün Müslümanların, alimlerin, ve abidlerin tâbi olması, bu derecededir.
Ve ilave etti:
- Bunların nefsleri iman etmemiştir. Allahü teâlâ, merhamet ederek, yalnız kalbin imanını kabul etmektedir.
Tasavvufta yürüyenler
Sordular:
- İkinci derece nasıl efendim?
- İkincisi, bu emirleri yapmakla beraber, Resulullah efendimizin bütün sözlerini ve âdetlerini de yapmak ve kalbi kötü huylardan temizlemektir. Bunlar da tasavvuf yolunda yürüyenlerdir.
- Üçüncüsü efendim?
- Üçüncüsü, Resulullah efendimizde bulunan hallere, zevklere ve kalbe doğan şeylere de tâbi olmaktır. Burada, nefs de iman eder ve bütün ibadetler kusursuz olur.
Ve şöyle devam etti:
- Dördüncü derece, ibadetler gibi bütün hayırlı işler de kusursuz olmaktır.
- Beşinci derece nasıl efendim?
- Resulullah efendimize mahsus manevi yüksekliklere tâbi olmaktır. Bu derece, Allahü teâlânın hususi “lutf-ü ihsan”ı ile ele geçer.
Bu ümmetin pek az büyükleridir
Sordular:
- Bunlar kimlerdir hocam?
- Büyük Peygamberler ve bu ümmetin pek az büyükleridir. Altıncısı, Resulullahın mahbubiyyet ve maşukıyyet kemalatına tâbi olmaktır ki, Allahü teâlânın çok sevdiklerine mahsustur.
Ve ekledi:
- Bu derece, lutf ile ele geçmez, “muhabbet” lazımdır.
- Yedinci derece, insan vücudünün her zerresinin tâbi olmasıdır. Yani tâbi olan, tâbi olduğuna o kadar benzer ki, tâbi olmaklık aradan kalkar. Bunlar da, sanki Resulullah gibi, aynı kaynaktan, her şeyi alır.
|