Semerkant’ta yetişen büyük Velilerden Ebül Abbas Dineveri hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir Cuma günü namaz için çıktı evden.
Ancak hava yağmurlu ve yerler çamurdu.
Biraz yürüyünce çamurlandı pabuçları.
Temizlemek için bakındı etrafa.
Bir bahçe duvarı gördü.
Ve taşlarına sürerek temizledi pabuçlarını.
Sonra camiye gitti.
Namaz kılarken;
"Eyvah" dedi kendi kendine. “Ben ne yaptım? Başkasının duvarını kirlettim çamurla".
Kul hakkına girdiği için huzursuz olmuştu.
Namazdan sonra sorup soruşturdu.
Ve buldu ev sahibini.
Meğer gayr-i müslimmiş adam.
Durumu anlatıp;
- Ne olur, hakkınızı helal edin! dedi.
Adam şaşırdı:
- Helallik isteyecek ne var ki arkadaş?
- Duvarınızı kirlettim de.
- Olsun, alt tarafı duvar. Zaten çamur içindeydi.
- Doğru ama, bu bir kul hakkıdır. Lütfen helal edin.
Adam çok duygulandı:
- Peki, helal olsun. Ama bir şeyi merak ettim, dedi.
- Neyi merak ettiniz?
- Bu incelik ve insan haklarına saygı, nereden kaynaklanıyor?
- Dinimizden.
- Dininiz mi emrediyor bunu size?
- Evet. İslam’da kul hakkı çok mühimdir.
- Ya ne güzel, dedi.
Bir müddet sessizlik oldu.
Sonra "Kelime-i şehadet" yankılandı odada.
En kötü insan
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- En kötü insan kimdir, bilir misiniz? diye sordu onlara.
Cevaben;
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- “En kötü insan”, yanına yaklaşılması en zor olandır. Her halimizle dinimizi sevdirmeliyiz. Bunun için kendimizi sevdirmeliyiz. Kendimizi sevdirmek için de İslam’ın ahkamına uymalıyız.
Ve ilave etti:
- Müslüman, iyi insan demektir. Onu herkes sever.
Başarının sırrı
Bir gün de bir gence;
- Allahü teâlânın sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de Onun kullarına öyle davran, buyurdu. Ne ekersen onu biçersin.
Genç sordu:
- Efendim, insanı başarılı kılan şey nedir?
- İki haslettir, buyurdu. Biri sabretmek, diğeri güler yüzlü olmaktır.
|