Kabr-i şerifi Şirvan’da bulunan Hak dostlarından Sadreddin Hayavi hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir gün sevdiklerine;
- En mesut, en kazançlı kimse, dinsizliğin çoğaldığı bir zamanda, unutulmuş sünnetlerden birini meydana çıkaran ve yayılmış bidatlerden birini yok eden kimsedir, buyurdu.
Sordular:
- Bu iş çok mu mühim efendim?
- Evet çok mühim. Çünkü bugün öyle bir zamandayız ki, insanların en iyisinden “sallallahü aleyhi ve sellem” çok seneler geçmiş bulunuyor. Zaman-ı saadetten uzaklaştıkca, sünnetler örtülmekte, bidatler yayılmaktadır.
Şöyle devam etti:
- Bir kahraman lazımdır ki, sünnete yardım edip, bidati durdursun, kaçırsın.
Sordular yine:
- Bidat nedir efendim?
- Bidat, Peygamber efendimizin ve Onun dört halifesinin zamanlarında bulunmayıp da dinde sonradan çıkarılan, uydurulan şeylerdir.
Ve ilave etti:
- Bidati yaymak, din-i İslam’ı yıkmak demektir. Hatta bidat çıkarana ve işleyenlere hürmet etmek, onları büyük bilmek, İslamiyet’in yok olmasına sebep olur.
- Tavsiyeniz nedir hocam?
- Bir sünneti meydana çıkarmak ve bir bidati ortadan kaldırmak için, son gayretle çalışınız! Bunu yapana “yüz şehit” sevabı verilecektir.
En kıymetli şey
Bir gün de;
- Bu dinde en kıymetli şey nedir efendim? diye sordular bu zata.
- İstikamettir, buyurdu.
- İstikamet nedir hocam?
- Doğru yolda yürümekte sebat etmek ve bunda hiç taviz vermemektir.
Şöyle bitirdi:
- Hud suresinde; "Ey Habibim, emr olunduğun istikamet üzere ol!" buyuruluyor ki, bu âyet-i kerime gelince, Efendimiz aleyhisselamın mübarek sakalına ak düştü o gece.
|