Anadolu Velilerinden Zeynullah Kazani hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, çocukların ilim öğrenecek kıymetli zamanları ziyan edilirse, Müslüman evlatları cahil kalır ve böylece “dinsiz bir gençlik” yetişir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Din adamları, eğer bu felakete seyirci kalır, susarlarsa, bunların günahları kat kat fazla olur.
- Bu, o kadar mühim mi efendim? dediler.
- Elbette. Helali, haramı öğrenmeyen, öğrendikten sonra da yapmaya önem vermeyen kimsenin imanı gider.
- İmanı mı gider efendim?
- Evet. Yani bu kimsenin, kiliseye giden, puta ve heykellere tapınan kâfirlerden farkı kalmaz.
- Ne tavsiye edersiniz hocam?
- Çocuklarımıza mutlaka dinlerini öğretelim ve yapmaya alıştıralım. Zira büyüklerimiz; “Dinini bilmeyenin dini yoktur” buyurmuşlardır.
Ecel gelmeden...
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, şimdi ecel gelmemiş, fırsat elden kaçmamıştır, buyurdu. Geçmişteki kusurları telafi etmek mümkündür. Çünkü; “Günahına tövbe eden, hiç günah yapmamış gibidir” hadis-i şerifi, kusuru olanlara müjdedir. Fakat bir kimse, bile bile günah işler ve herkese bildirir, günah işlediğine hiç üzülmez, sıkılmaz, azabından korkmazsa, “münafık” olur.
- Münafık mı olur efendim?
- Evet. Müslüman görünmesi, onu azabtan kurtarmaz. Bundan daha ağır söylemeye ne lüzum var? Aklı olana, bir işaret yetişir.
İman nasıl gider?
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, haram olduğu kati olan bir işi beğenen bir kimsenin imanı gider mi? diye sordular.
- Elbette gider, buyurdu.
- Haramı, beğenmeyerek işlerse hocam?
- Haramları, tatlı gelse bile, beğenmeyerek, çirkin bilerek, üzülerek yapan, imanını kaybetmez.
|