Endülüs Evliyasının büyüklerinden İbni Arif hazretlerine “rahmetullahi aleyh“, bir gün bazı tanıdıkları gelerek;
- Güzel ahlak nedir efendim? diye sordular.
- Kızmamaktır, buyurdu.
Sordular yine:
- Kıyamette azaplardan kurtulmak için yapılacak iş nedir efendim?
- İki şeydir. Birincisi, ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarını bir an önce okuyup "iman" ve "itikad"ını ona göre düzeltmek ve farzları, haramları bir güzel öğrenmektir.
- İkincisi nedir efendim?
- İkincisi de farzları yapıp haramlardan kaçınmaktır.
- Farzların en mühimi nedir hocam?
- Beş vakit "namaz kılmak"tır. Her ne halde olursanız olun, aksatmayın bunu asla. Çünkü namaz kılmak, dinin direği, Müslümanlığın şiarıdır.
Kulun vazifesi
Bir gün de sohbetinde;
- Biz kuluz, buyurdu. Kulun bir tek vazifesi vardır ki, o da Efendisine hizmet edip, onu memnun etmektir.
Sonra şunu anlattı:
Büyüklerden biri, bir köle satın alır ve ona sorar:
- Senin adın ne bakayım?
- Efendim ben köleyim, der. Kölenin adı mı olur? Ne ile çağırırsanız adım odur.
- Peki, ne yer, ne içersin?
- Sahibim ne verirse onu yerim.
- Ne iş yaparsın?
- Efendim ne iş verirse onu.
- Paran pulun var mı?
- Kölenin parası mı olur? Neyim varsa, hepsi efendimindir.
Ne mutlu ona ki...
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, “Allah dostları”nı seven, “Ehl-i sünnet alimleri”nin kitaplarını okuyup, iman ve itikadını buna göre düzelten ve onların nasihatlarına göre yaşayan bir Müslümana ne mutlu, buyurdu.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü öldüğünde Cennete gidecek de ondan.
- Ya günahları varsa efendim?
- Dağlar gibi günahları olsa da, cenâb-ı Hak, "doğru iman"ı hürmetine hepsini affeder. Sonra dünyada iken sevmiş olduğu "Allah dostları"ndan biri onun elinden tutar ve Cennete götürür.
|