Hasan Hamdi Efendi “rahmetullahi aleyh“.
Hâl ehli bir Velidir.
Nasihati tesirlidir.
Bir sohbetinde;
- Kardeşlerim! buyurur. Sıhhatinize dikkat edin. Sıhhati korumak, dinimizin emridir.
Ve şu menkıbeyi anlatır:
Peygamber efendimiz aleyhisselam, Rum imparatoru ile mektuplaşırlardı.
Hediye gönderirlerdi birbirlerine.
Bir gün yine Herakliyus’tan bazı hediyeler gelir.
Hepsi de kıymetlidir.
Ama farklıdır biri.
“Hekim”.
Herakliyus, bir doktor göndermiştir bu defa.
Bu kişi Resulullah efendimizin huzuruna gider.
Ve arzeder:
- Efendim, İmparator beni size hizmet için gönderdi. Burada istediğiniz kadar kalacağım. Hastalarınıza bedava bakacağım.
Resulullah efendimiz memnun olur.
- Hoş geldiniz buyurur.
Sonra emreder eshaba.
Ona bir ev verirler.
Her gün nefis yiyecek getirirler.
Adam yer, içer, hasta bekler.
Ama gelen olmaz.
Günler, hatta aylar geçer.
Kimse uğramaz.
Artık canı sıkılmaya başlar.
Gider, arzeder Resulullaha:
- Efendim! Buraya hizmet için geldim. Çok da rahat ettim. Ama bugüne kadar tek bir hasta gelmedi. Sıkılmaya başladım.
Ve izin ister:
- Müsaadenizle gidebilir miyim?
Efendimiz aleyhisselam tebessüm ederler:
- Sen bilirsin! Daha kalırsan, sana hizmet ederiz. Gidersen, uğurlar olsun. Ama şunu bil ki, yıllarca da kalsan, sana hasta gelmez.
- Neden?
- Çünkü eshabım hasta olmaz.
- Hiç mi hasta olmazlar?
- Evet. Dinimiz, bize hasta olmamak yolunu göstermiştir.
- Nedir o?
- Birincisi, eshabım çok temizdir. İkincisi, acıkmadan sofraya oturmaz,
doymadan kalkarlar.
|