Aydın vilayetinde yetişen Velilerden Şeyh Kemal Efendi ”rahmetullahi aleyh“, bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, Resulullah efendimiz aleyhisselama uymakta gevşek olanları, Onun ışıklı yolundan ayrılanları din adamı sanmayınız! buyurdu. Onların yaldızlı sözlerine ve ateşli yazılarına aldanmayınız!
Ve ekledi:
- Kendisiyle amel olunmayan ilmin, sahibine zararı, faydasından daha çoktur. Bütün saadetlerin yolu İslamiyet’tir. Kurtuluş yolu, Resulullah efendimizin izinde olmaktır.
Sordular:
- Doğru ile yalancıyı ayıran alamet nedir efendim?
- Resulullaha uymaktır, buyurdu. Onun dinine uymayanın her sözü, her yazısı ve her işi kıymetsizdir.
- Ya keramet gösteriyorsa hocam?
- Olsun. Harika ve keramet, açlıkla ve riyazet çekmekle hasıl olur ki, bu, yalnız Müslümanlara mahsus değildir. Böyle şeyler, kâfirlerde de görülüyor.
Şöyle devam etti:
- Müstehabları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz. Sünnetleri yapmakta gevşeklik de, farzların yapılmasını zorlaştırır. Farzlarda gevşek davranan da, Allahü teâlânın rızasına kavuşamaz.
Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; (Günah işlemek, insanı küfre sürükler) buyuruldu.
Huzurlu olmak istiyorum
Biri sordu bu zata:
- Huzurlu olmak istiyorum hocam. Ne yapayım?
Cevaben;
- Günah işleme, buyurdu.
- O zaman huzurlu olur muyum?
- Evet. Huzursuzluk “günah işlemek”ten olur. Ayağımız taşa takılsa, evde tabak kırılsa, işlediğimiz bir günah sebebiyledir.
- Huzurlu olmak için başka ne tavsiye edersiniz efendim?
Buyurdu ki:
- Kendini beğenme. Kendini beğenen huzurlu olamaz.
- Başka hocam?
- Şikayetçi olma. “Toprak” gibi ol. Görmez misin toprak, ayaklar altında çiğnenir de yine ses çıkarmaz, şikayet etmez.
|