Hindistan Evliyasının tanınmışlarından Şeyh Nureddin hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, din işlerinde, cahil ve fasık olan din adamlarına danışmayınız, buyurdu. Dünyaya düşkün olanlarla birlikte bulunmayınız. Her işte, sünnete uyup bidatten sakınınız.
Şöyle devam etti:
- Neşeli zamanlarda İslamiyet’in dışına taşmayınız. Sıkıntılı anlarda, Allahü teâlâdan ümidinizi kesmeyiniz. Her güçlük yanında bir kolaylık bulunduğunu unutmayınız.
Şöyle bitirdi:
- Neşede ve sıkıntıda haliniz değişmesin. Varlıkta ve yoklukta aynı halde olunuz. Hatta, yokluktan rahatlık duymalı, varlıkta sıkılmalısınız.
En mühim vazifemiz
Delikanlı sordu yine:
- Hocam, Anne babanın, çocuklarına karşı en mühim vazifesi nedir?
- Önce dinini öğretmektir evladım. Nitekim Peygamber efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:
- Ey eshabım, sizin herbiriniz bir koyun sürüsünün çobanı gibisiniz. Nasıl ki çoban sürüsünden mesulse, siz de evinizde ve emriniz altında olanlardan mesulsünüz. Onları Cehennem ateşinden korumalısınız.
Ve şöyle devam ettiler:
- Çok anne ve babalar, o gün Veyl ismindeki Cehennemde yanacaklardır. Çünkü onlar, çocuklarına İslamiyet’i öğretmediler. Yalnız para kazanmak yolunu gösterdiler. Ben öyle babalardan uzağım. Onlar da benden uzaktırlar. Cenâb-ı Hak onlara merhamet etmeyecektir.
Kıymetli olmak istiyorsanız
Bir gün, gençlerle sohbet ediyordu.
Sordu onlara:
- İnsanlar nezdinde kıymetli olmak ister misiniz?
- İsteriz hocam.
- Öyleyse insanların kıymet verdiğine kıymet vermeyin.
- Peki Allah katında kıymetli olmak ister misiniz?
- Çok isteriz hocam.
- Öyleyse Allahü teâlânın kıymet verdiğine kıymet verin.
Ve ilave etti:
- “Hakiki Müslüman”, Allahü teâlânın emirlerine kıymet verir, Mahluklara karşı da şefkat gösterir.
|