Kabr-i şerifi İstanbul’da bulunan Velilerden Seyyid Velayet hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir gün “Namaz”ın ehemmiyetinden bahsederken;
- İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değil, görünüşte namazdır, buyurdu. Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı elden bırakmamalıdır.
Ve ekledi:
- Büyüklerimiz; (Bir şeyin hepsi yapılamazsa, hepsini de elden kaçırmamalıdır) buyuruyor. Sonsuz ihsan sahibi olan Rabbimiz, görünüşü hakikat olarak kabul edebilir.
Sordular:
- Efendim, bazıları “Böyle bozuk namaz kılacağına, hiç kılma!” diyorlar. Böyle söylemek doğru mudur?
- Hayır, çok yanlış. Bu sözü kötü niyetli kimseler çıkarmıştır. “Böyle bozuk kılacağına doğru kıl!” demelidir.
Namazı huşu ile kılın!
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, namazları cemaatle ve huşu ile kılmalıdır, buyurdu. Çünkü, insanı dünyada ve ahirette felaketlerden, sıkıntılardan kurtaracak şey, dosdoğru kılınan namazdır.
Ve ekledi:
- Bir âyet-i kerimede mealen; (Müminler herhalde kurtulacaktır. Onlar, namazlarını huşu ile kılanlardır) buyuruluyor.
Şöyle devam etti:
- Zor şartlar altında yapılan ibadetin kıymeti kat kat daha çok olur. Bunun için gençlerin ibadet etmeleri, yaşlılara göre daha kıymetli ve daha makbuldür.
- Hikmeti ne efendim? dediler.
- Çünkü gençler, nefslerinin kötü isteklerini kırmakta ve ibadet etmek istememesine karşı gelmektedirler.
Dünya, imtihan yeri
Bu zat, nasihat isteyen bir gence buyurdu ki:
- Evladım, ölmeden önce “beş vakit namazı”nı muntazam kıl ve haramlardan uzaklaş!
Delikanlı sordu:
- Efendim, bunları yaşlanınca yapsam olmaz mı?
- Yaşlanacağına dair senedin var mı oğlum?
- Yok tabii hocam.
- Öyleyse şimdiden yap bunları. Zira bu dünya “imtihan yeri”dir.
- İmtihan mı?
- Evet. Ölünce her yaptığın işten ince ince hesaba çekileceksin.
|