Evliyanın büyüklerinden Seyyid Emir Külal “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Bütün saadetlerin, rahatlıkların başı, kâmil iman sahibi olmaktır, buyurdu. Her Müslümanın, kalbini, yanlış itikatlardan, şüphelerden kurtarmaya çalışması lazımdır.
Ve ilave etti:
- Bir kimse, doğru imana kavuşur ve ahlakı güzel ve işleri de iyi olursa, yüksek ruhlara, yani Peygamberlere “aleyhimüsselam”, Evliyaya ve meleklere benzer ve onlara yaklaşır. Yani onlar tarafından çekilir, yükseltilir. Dağ kadar büyük bir mıknatısın bir iğneyi çekmesi gibi, onu manevi yüksekliklere çekerler.
Şöyle bitirdi:
- Böyle olan mümin, Sırat köprüsünü şimşek gibi süratli geçer. Cennet bahçelerinde, kendine münasib ve lâyık olan nimetler içinde, sonsuz rahat edenlerden olur.
En sevilen kimse
Bir gün de buyurdu ki:
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; “Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, dinini öğrenen ve başkalarına öğretendir. Dininizi İslam âlimlerinin ağızlarından öğreniniz!” buyuruyor.
Ve açıkladı:
- Yani dininizi İslam âlimlerinin sohbetlerinde öğreniniz, buyuruyor. Hakiki âlim bulamayan, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenmeli ve bu kitapların yayılmasına çalışmalıdır.
Sordular:
- Hakiki âlim nasıl olur efendim?
- İlim, amel ve ihlas sahibi olan Müslümana İslam âlimi denir. Bu üçünden biri noksan olup da, kendini âlim tanıtana (Ulema-i su), yani kötü din adamı denir. İslam âlimi, dinin bekçisi, kötü din adamı ise şeytanın yardımcısıdır.
|