Evliyanın büyüklerinden Seyyid Emir Külal “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, ölümden önce olan herşeye dünya denir, buyurdu. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyadan sayılmaz, ahiretten sayılırlar.
Sordular:
- Neden efendim?
- Çünkü dünya, ahiret için tarladır, buyurdu. Ahirete yaramayan dünyalıklar, zararlıdır. Haramlar, günahlar ve mubahların fazlası böyledir mesela. Ama dünyada olanlar İslamiyet’e uygun kullanılırsa, ahirete faydalı olurlar. Böylece hem dünya lezzetine, hem de ahiret nimetlerine kavuşulur.
- Efendim, mal sahibi olmak, dinimizde iyi midir, yoksa kötü mü?
- Mal, iyi de değildir, kötü de değildir. İyilik, kötülük, onu kullanandadır.
- Ne zaman kötü olur efendim?
- Bir dünyalık, eğer Allahü teâlânın razı olmadığı, ahireti yıkıcı yerlerde kullanılırsa, kötü olur.
Ve daha açıkladı:
- Yani bir kimse Rabbinin emir ve yasağını düşünmez, şehvetine düşkün olursa, ve niçin yaratılmış olduğunu unutup, dünya ziynetlerine aldanarak ahiret hazırlığı yapmazsa, ebedi felakete sürüklenir.
Nasihat kime acı gelir?
Bir gün de sohbetinde;
- Nasihat vermek kolay, nasihati kabul etmek güçtür, buyurdu. Çünkü nefslerine uyan ve dünya zevklerinin peşinde koşanlara, nasihat acı, haramlar ise tatlı gelir.
Ve ekledi:
- Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Allahü teâlânın emirleri, zor gelse de sizin için hayırlıdır, iyidir. Sevdiğiniz şeyler, yani haramlar, size zararlıdır, fenadır. Hayırlı olanları Allahü teâlâ biliyor, siz bilmiyorsunuz) buyuruldu.
Şöyle devam etti:
- İlim, amel etmek için öğrenilir. Amelsiz kuru ilim, insanı kurtarmaz. Bilakis azab yapılmasına sebep olur.
Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; (Kıyamet günü azabların en şiddetlisi, elbette ilminin faydasını görmeyen âlime olacaktır) buyuruldu.
|