Evliyanın büyüklerinden Alâüddîn-i Attâr “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün nasihat isteyen bir gence;
- Ey oğlum iyi bil ki, insanı kötü yoldan ilim ve âlimler kurtarır ve rehber olmadan doğru yola kavuşulamaz, buyurdu. Bunun için, Ehl-i sünnet âlimlerini ve bunların yazdığı doğru din kitaplarını arayıp, bulmak lazımdır.
Şöyle devam etti:
- İlim ve âlimden daha kıymetli olan birşey bulduk da vakitlerimizi onunla mı geçireceğiz? Dinimiz ilme kıymet vermeyi ve âlimlere hürmet etmeyi ve Allah yolunda olanlarla beraber bulunmayı emrediyor.
Şöyle bitirdi:
- Bunun için, sen de kıymetli ömrünü faydasız şeylerle geçirme evladım! İslamiyet’i öğrenip güzel ameller yapmaya bak.
Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; (Doğru ilim sahibi olan ve ilmi ile amel eden bir âlim ile Peygamberler arasında bir derece fark vardır. Bu bir derece, peygamberlik makamıdır) buyuruldu.
En büyük musibet
Bir gün de sohbetinde;
- Ey kardeşlerim! Vaktinizi boş ve faydasız şeylerle geçirmeyiniz. Vaktinizin kıymetini biliniz ve onu en iyi şeylere sarfediniz.
Ve ekledi:
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Musibetlerin en büyüğü, vakti faydasız şeylerle geçirmektir) buyurdu.
Tatlı sözlü olun!
Bir gün de sohbetinde;
- İnsanlara karşı tatlı sözlü olun, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bir hadis-i şerifte; (Cennette, dışardan içerisi ve içerden dışarısı görülen köşkler vardır. Bunlar, tatlı sözlü olanlara açları doyuranlara ve herkes uykuda iken namaz kılanlara verilecektir) buyuruldu.
|