Büyük Veli Seyyid Fehim Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, herkes dünyada iken tarafını belli etmelidir, buyurdu.
Ve şunu anlattı onlara:
Nemrut, İbrahim aleyhisselamı yakmak için büyük bir ateş yakmıştı. O ara, bir Evliya zat gördü ki, bir karınca, ağzına su doldurmuş, ateşe doğru gidiyor.
Sordu ona:
- Böyle nereye gidiyorsun ey karınca?
- O ateşi söndürmeye gidiyorum.
Güldü mübarek zat:
- O koca ateş, bu bir damla su ile söner mi hiç?
- Sönmez elbet.
- Öyleyse niye kendini yoruyorsun?
- Sönmeyeceğini ben de biliyorum. Ama ben, tarafımı belli ediyorum. Ben, İbrahim aleyhisselamın yanmasını istemiyorum. O ateşi söndürmek isteyenlerin tarafındayım.
Veli zat öbür tarafa dönmüş. Bakmış, bir yılan, devamlı ateşe üflüyor.
Sormuş ona da:
- Sen ne yapıyorsun öyle?
- Ateşe üflüyorum.
- Niye?
- Ateş daha büyüsün diye. Çünkü ben İbrahimin “aleyhisselam” yanmasını istiyorum. Onu yakmak isteyenlerin tarafındayım.
Hepimiz çok kıymetliyiz
Bir gün de sevdiği bazı gençlere;
- Birbirinizi Allah için sevin. Bir araya geldiğinizde faydalı şeyler konuşun, veya açın bir ilmihal kitabı okuyun, buyurdu.
Sonra Farisi bir beyt okudu.
Mânâsı şöyle:
- Bir iki kişi, bir iki nefeslik de olsa Allah için bir araya gelir ve Allah’tan bahsederlerse, gökteki melekler oraya imrenir, gıbta ederler.
Ve sevindirdi gençleri:
- Kıymetinizi bilin. Siz hepiniz çok kıymetli, çok değerli insanlarsınız. Hepimiz çok kıymetliyiz.
Gençler sordu:
- Neden kıymetliyiz efendim?
- Çünkü bu doğru iman, bu ehl-i sünnet itikadı, bu Allah için sevgi ve Allah için İslam’a hizmet, ancak ve yalnız Allahü teâlânın sevdiği kullarına nasip olur da onun için.
|