Evliyanın büyüklerinden Alâüddîn-i Attâr “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, her kim, şu dört düşmandan korunursa, imanını korumuş olur, buyurdu. Bunlardan birini terk ederse, düşman galip gelir.
Sordular:
- Onlar nelerdir efendim? dediler.
- Sağda kötü arkadaş, solda nefsin kötü istekleri, önde dünyaya düşkün olmak ve arkada şeytan. Bunların dördü de insanın imanını çalmak için uğraşır.
Ve ekledi:
- Kötü arkadaş, yalnız insanın malını, parasını çalmak için aldatanlar değildir.
- Ya nedir efendim?
- Kötü arkadaşların en kötüsü, insanın dinini, imanını, edebini, hayâsını, ahlakını bozmaya uğraşanlar, yani dünyasına ve ahiretine, ebedi saadetine saldıranlardır.
- Bunlara aldanmamak için çare nedir efendim?
- İslamiyet’i iyi bilmek ve elinden geldiğince ona uymaktır.
İnsanları sevindirirsen…
Bir gün de sohbetinde;
- İnsanların sıkıntısını gidermek ve onları sevindirmek çok sevaptır, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Hadis-i şerifte; (Din kardeşinin sıkıntısını giderenin, Allahü teâlâ kıyamet günü sıkıntısını giderir. Bir Müslümanı sevindireni, Allahü teâlâ kıyamet günü sevindirir) buyuruldu.
Din kardeşine yardım et!
Bir gün de;
- Allah’ın kullarına yardım etmek çok sevaptır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; (Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır) buyuruldu.
|